İnsan yaşadığını duymak istiyor
Çocuk kiraz ağacından düşsün istiyor
Dizi kanasın
Bassın feryadı istiyor.
İnsan duyduğunu yaşamak istiyor,
Bırakmıyorlar.
DURGUN SU
Yüzümde bu yaşıma bir kuşku taşıyıp
bu yaşadığımı yüzüme soğuk su çarpar gibi
İyi gibi bir akşam üstü hırkasız
yaşama uğraşı
bir ihtimal dışında yalnız çiçek gibi
saksıda ölüyorken bir ihtimal daha yok
demek insanı sağken böyle öldürüyorlar
tetikte bilindik bir yüz her zaman
göğsüne dolanan katil sarmaşık
senden güneşi böyle çalıyorlar
kupkuru ölmek ama ayakta
görünen o ki kusursuz öldürüyorlar
Ona bir bıçak verseler elini kana bulayacak
bana bir bıçak verseler bir meşeyi soyarım ancak
rüzgârı tutarım mesela
giden günlerin hatrında kalarak
ağaca şiir okurum ancak
Buraya kritik bir tarihi düşmek bana
Katili bilmek ölüye ne katar
Sessizlik ve uzun bir gök ayırdım kendime
Mutluluk herkesin
İçime kaç çarşambaları gömdüm
Kaç ağaç devrildi köklerinden içime
Bıraktım kendimi toprağına dünyanın
Sığındım gölgesine
Aldandım șair sonu yalan değil
kalbimi yoran her ne varsa üzerime alıyorum
nasibim bu.
dünyayı sıkan insan, insanı yoran her neyse.
oysa savaşımı büyük sanmıştım ben
başka şehirler ve başka çarpışmalarım.
enkaz ben oluyorum.
eteklerim yırtıkmış yol boyu
yol bitince anlıyor insan.