Tunç İlkman Reviews
You can find Tunç İlkman reviews, Tunç İlkman book reviews, Tunç İlkman ratings on 1000Kitap.Hediye edilen kitapları ayrı bir seviyorum ben yahu:) Sevilmeyecek gibi değil ki. Kelimelerle dans etmiş resmen yazar. Öyle uzun cümleler kurmuş ki bazen, dönüp tekrar okuyorsunuz, tam anlamıyla özümsemek için. Derin anlamları da aralara serpiştirmiş ki kitap ne çok ağır olmuş, ne de çok hafif.
Sıradan gibi gelebilir ilk başta. Ömer adında bir çocuk Zeyneb diye bir kıza aşık olur. Zeyneb'deki "b" harfine özellikle vurgu yapıyor yalnız. Biraz da kuruntulu bir karakter ortaya koymuş yazar. Böyle olunca da bazı psikolojik tahlillere de değinmiş açıkçası. Babasını kaybetmesi ve bu dönemde Zeyneb'le ayrı olmaları onu daha da çıkmaza sokuyor. Bir intihar düşüncesidir ki, hayatının odak noktası oluyor. Kırılma noktası tam da burası. Sonrasında gelişen olaylar bu düşünce temelli yerleştirilmiş. Yaşamla ölüm arasındaki gel gitler, bizim de çokça karşılaştığımız durumların yazıya dökülmüş hâli gibi gelecek size.
Sonunu görünce ağzınız biraz açık kalıyor. Ömer'in aslında nasılda soğuk kanlı bir katil olduğunu, ölmek değil de aslında yaşama sıkı sıkı tutunmak dışında gayesinin olmadığını anlıyorsunuz.
Akıcı bir kitap. Kitaplığınızda başrol olamaz belki ama figüranlık kadar da hatırı olacak türden.
Nasıl bir sondu aman Rabbim şoklardayım :D hiç böyle bir son beklenebilir miydi ? Katiyyeeeeeennnnn ! Kitabı okurken her duyguyu bir parça , bir parça yaşıyorsunuz . Sevdiklerimize , hatta en yakınlarımıza bile güvenmememiz gerektiğini gösteren , ince mesajli mükemmel bir kitap . Acımasız insanlar , acımasız hayatta bizi ' herkesleştiriyor muydu ? ' evet , herkeslesiyorduk . fazlasıyla
Kitap Yorumu//Eğlenilecek Erkek-Tunç İlkman
.
Kahramanımız hayatı boyunca sevgili bulamamış, her kıza yürümüş ama kapılar hep yüzüne kapanmış bir erkek arkadaş. (Ama sadece arkadaş. ) Biraz manik depresif, biraz psikolojik sorunları olan bir tip. Nefes alsın yeter, seveni arıyorum gören söylesin derdinde. Ama hep arşa yürüyen önündeki fırsatları elinin tersiyle iten azıcık şizofren, biraz saplantılı, az bir tutam paranoyak, tam tez konusu olacak yapıda klinik psikolojisi alanında incelemelik genç bir arkadaşımız.
.
Kitabı çok sevdim. Bana geçenlerde reading slumptan çıkmak için okunacak bir kitap sormuştunuz. Bu tam da o. Okurken gülmekten karnım ağrıdı. Aynı cümleyi bir de yanımdakilere okudum bir kaç kere niye gülüyorsun diye sordukları için. yazarın dili, espri zekası müthiş. Kelimeleri oyun hamuru gibi şekillendirip önünüze koymuş. Normalde bu tarz kitapları okumam. Ama o önyargımı sağlam bir şekilde yerle yeksan etti @tuncilkman . Eline emeğine sağlık dostum.️ @florakitap 'a da yeni bir yayınevi olarak başarılar dileriz efendim.
Kitap mektup şeklinde yazılmış bir ayrılığın ardından.. Bildiğiniz el yazısı mektubu basmışlar. Yazarın kendi el yazısı ile. Bilgisayar yazısı değildi. Ama bir şey katmadı bana . Okumasanız da olur ben beğenmedim
Öyküsü oldukça farklı bir kitap okudum. Ölüme karar vermiş, hatta kendini ölmüş olarak gören bir insanın "herkesleşmeme" çabası. O ince çizgi arasındaki gel-gitleri, aslında birçoğumuzun ortak olduğu fakat dile getiremediği duygular. Evet bazı yerlerde Ömer'in soğuk kanlılığını hayretler içerisinde izledim. Ama her satırı hayata dair mesajlar veren, anlatımı net, akıcı ve güzel bir hikayeydi. Sonu ise tam bir ters köşe. Açıkcası Ömer'in o zekice planları, hangi arada yaptığına şaşırdım.
Depresif bir kitap olmasına rağmen en beğendiklerim arasında yerini aldı.
Bir adamın sevdiğine yazdığı, günlük tarzı hoş sözler ve cümleler içeriyor. Kitap tasarımı ve el yazısı ile yazılmış olması da çok zarif bence. Çerez niyetine okunabilir.
.
"Dünyada 'sanmak'tan hüzünlü fiil yok."
.
"Gitmek ne kolay aslında.
Ben de giderim, evet yaparım.
Giderken kendimi de yanımda götürürüm, o zaman problem kalmaz.
Giderken ben de yanımda olacaksam eğer geride bıraktıklarım nasılsa ardımda kalmaz.
Çağırırlarken beni geriye, bileğime dolanmış bir lastiğin gerilimi gibi her adımda daha kuvvetli ve sinir bozucu;
suyun üzerine bırakırım kendimi, yorgunluğumu...