Sokrates, "Hiç kimse bilerek kötülük işlemez, kötülük bilginin eksikliğinden ileri gelir" der. Bu görüşün tarihsel olarak bir değeri vardır. Sonraki yüzyıllarda Kilise bu görüşü "Hristiyan Yabancılaşma" kuramına uydurarak yeni baştan bir problem olarak ele alıp geliştirecektir.
"Mısırlılar, gökleri gözlemleyen ilk insanlar olmuş ve bu felsefe, muhtemelen, dışarıya da yayılmıştır. Çünkü, doğayı incelemekten ziyade filoloji incelemeleri yapmaya çok daha düşkün bir halk olan Yunanlılar, felsefe hakkındaki en eski ve en sağlam düşüncelerini Mısırlılardan ve onların çevresindeki halklardan almıştır; ve Vesta törenlerinde, sıradan avamın anlama yeteneğinin üzerinde olan gizemleri dinsel ayinlerin ve hiyeroglif işaretlerinin örtüsü altında gizlemiş olan Mısırlıların ruhunu görebiliriz.”
“feodalite” her şeyden önce bir zihin hali, yavaş yavaş soylular haline dönüşen savaşçıların küçük dünyasında biçimlenen şu psikolojik karmaşa değil midir? öncelikle askeri uzmanlaşma ile belirlenen bir duruma ilişkin üstünlük bilinci, bazı ahlaki değerlere, bazı erdemlerin uygulanmasına saygı duyulmasına bağlanmaktadır; toplumsal ilişkilerin savaş arkadaşlığının işlevinde örgütlenmektedirler; biat, kişisel tabiyet artık ön plana çıkan kavramlar olup, daha tüm siyasal bağlantı biçimlerinde varlıklarını sürdüreceklerdir.
Kesinlikle taraflı yazılmış koca bir felsefe tarihi . Okuduğum en kötü felsefe tarihi diyebilirim. Yazar tamamen idealist bir tarafta duruyor . Bazı yerlerde gerek idealist filozoflar gerek materyalist filozoflar üzerinden Materyalizmi eleştiriyor hatta bazı yerlerde açık açık alay ediyor . Alman idealizmini ballandıra ballandıra anlatıyor .
Mason mevzusuyla ilgili son derece fazla yayının adeta bombardıman gibi yağdırıldığı günümüzde ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu varsayarsak bu kitap bu derde adeta deva gibi geliyor.
Masonların ne olduğu, tarihleri, günümüzde ne oldukları, yönetim kademeleri gibi son derece detaylı bir çok bilginin bulunduğu bu kitapta masonlarla ilgili kafanızda neredeyse bütün sorular ortadan kalkacak.
Ayrıca kitabı benzerlerinden daha etkileyici kılan bir diğer husus da ilginç sorulara yanıt bulmasıdır.
Örneğin kimi çevrelerin ısrarla gündeme getirdiği bazı sorulara belgelerle yanıt verilmiş. Bu sorular arasında Mustafa Kemal'in aslında bir Mason olup olmadığı, Mason devlet adamlarımızın kimler olduğu, Masonluğun yasak mı yoksa serbest mi olduğu, Masonların Türkiye'deki örgütlenme şekli de bulunuyor.
İçeriğiyle son derece doyurucu, akıcılık ve anlatım diliyle de açık ve berrak olan bu kitap, bu tip konulara merak duyanlar için oldukça tatmin edici bir tat bırakacaktır diye düşünüyorum.
Güzel ve bilgilendirici bir araştırma eseri. Yazar, bütün dünyada meşhur olan Mason örgütü hakkında bilinmeyen pek çok bilgiyi okuyucusuna sunuyor. Menşeinin ne olduğunu, esas amacının ne olduğunu, Tapınak Şövalyeleri ile olan ilişkilerini, İlluminati, CFR, Skulls & Bones gibi örgütlerle olan dirsek temasını anlatıyor. Ayrıca kurulduğu yerin İngiltere olması, dönemin siyasi olayları ile ilişkisi, İngiltere, Fransa, Almanya, ABD, İtalya gibi ülkelerde yapılanması anlatılıyor. Son bölümlerinde de Ku Klux Klan, 1 Dolar üzerindeki işaretler, Kennedy Suikasti, ülkemizdeki gelişimi, V. Murat, Süleyman Demirel gibi isimler ve Abdülaziz Han, Abdülhamit Han gibi isimlere yapılan karalama kampanyası ile son buluyor. Oldukça güzel ve eğitici bir kitap.