Tuncer Günay

Tuncer GünayKayıp Bozkurtlar yazarı
Yazar
Derleyen
8.2/10
42 Kişi
120
Okunma
10
Beğeni
3.027
Görüntülenme

Hakkında

Tuncer Günay, babasının görevi nedeniyle 1963’te Şanlıurfa’da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini yurdun değişik yerlerinde tamamladı. 1986’da Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nü bitirdi. Özel kolej ve dershanelerde öğretmenlik yaptı. Çeşitli gazete ve dergilerde araştırma ve inceleme nitelikli yazılar yazmakta olan Günay’ın başlıca eserleri arasında: "Misyonerler ve Fener Rum Patrikhanesi", "Sahibini Arayan Cinayetler" ve "Necip Hablemitoğlu Suikastı", "Şifre Kırıcı", "Türkiye’de Terör ve Terörizm", "Türkiye’de Terörizm", "Şiddet ve Terörist Davranışları", "Yalnız Kurt Duyguları" (şiir), "Yüreği Çengele Asılan Adam" (roman), "Zemheride Donan Duygular", "Misyoner Örgütleri ve Misyoner Faaliyetleri", "Delinmeye Çalışılan Lozan", "Çemşit Ağa’nın Tabakası", "Siyaset Karakteri Bozar", "Türkiye’de Yıkıcı ve Bölücü Terörizm", "Şemdin Sakık’tan Mektuplar" sayılabilir.
Unvan:
Yazar

Okurlar

10 okur beğendi.
120 okur okudu.
4 okur okuyor.
97 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Herkes ana babaların çocuklarını terbiye ettiğine inanırken o tam tersine, çocukların ana babalarını terbiye etmelerini savunurdu.
Sayfa 36 - andaçKitabı okudu
Reklam
Bale
Bale dans , mimik , müzik ve dekor sanatlarının ileri standartta birleştirilerek kullanılan bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir . Bale , belli figürlere , adım atışlara dayalı dans ve müzikli gösteri türüdür. Erkek dansçılara balet , kadın dansçılara balerin denir. ( Dikkat bu sadece Türkiye'de geçerli .) Balede tayt ,mayo ve tutu denilen özel etek ve bunun gibi giysiler kullanılır . Bale terminolojisinde ayakların tam parmak ucunda durmasını sağlayan ayakkabıya point ya da puant denir . Bale ilk olarak İtalya'da rönesans döneminde görülmektedir . Mim sanatçılarının ortaçağ ve Rönesans tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerindeki dans adımları bugünkü balenin temellerini oluşturur. Bugünkü balenin ilk tohumları 1581'de Catherina de Medici'nin "Beaujoyeux" adlı , Le Ballet Comique de la Reine tarafından sahnelenen gösterisi ile atılmıştır . 18 yüzyılda bale tamamen kendini opera sanatından soyutlayarak özgür bir sanat formuna kavuşmuştur . Bunun da tohumları George Noverre tarafından atılmış ve bugün sahnede gördüğümüz bale sanatı onun koyduğu kurallar üzerine kurulmuştur . En tanınmış eserler : Uyuyan Güzel , Fındıkkıran ve Kuğu Gölü ...
Sayfa 89 - AndaçKitabı okudu
Sinemanın kısa tarihi
Lumiére Kardeşler ... 1895 ... Cinématographe ( ilk kamera ve film makinesi ) cihazıyla gösteriye başlarlar . Sinemanın ilk doğuşu diyebiliriz . 28 Aralık 1895 yılında , Paris'teki Grand Cafe'de gerçekleşir . 1895 Ekim'inde Jules Carpentier adlı mühendis ile seri üretime geçerler . Aynı dönemde sinemanın kazanç getireceğini fark eden Charles Pathé var . Sinema salonları tasarlamaya başlar . Lumiére Kardeşlerden Cinématographe'yi satın almak ister fakat olumsuz cevap alır . Charles Pathé ise kendi kronofotografisini geliştirir ve 1896'da piyasaya sürer . Aslında Charles Pathé gramofon imalatı yapan ve ihraç eden bir adamdı . Türkiye'deki mümessili ise Sigmund Weinberg'di . Türkiye'de sinemanın öncülüğünü Weinberg yapar ve İstanbul'daki ilk sinema gösterisini Sponeck Birahanesinde gerçekleştirir . Weinberg'den sonra 1898'de Cambon fırtınası başlar . Bu dönemde sinema filmleri kısa , konusuz , eklektik , parça parça ve birbirinden bağımsız , ayrıca ses olmayan filmlerdi . Ve Cambon şu soruyu sordu : Filmlerde ses yoksa alt yazı olamaz mı ? Türk sinemacılığı , bu iki sinemacının rekabeti ile 1900 yılına kadar geldi ....
Sayfa 77 - AndaçKitabı okudu
Ülkemizde sahnelenen en ünlü opera ve bale oyunları
Amazonlar balesi : Milattan önce 1200 yıllarında Samsun ve civarında yaşamış efsanevi kadın savaşçılar olarak bilinen ve oklarındaki yayı iyi çekebilmeleri için çocuk yaşta göğüslerinin kesilmesi nedeniyle memesiz anlamına gelen Amazon diye adlandırılan kadın savaşçıları anlatan bir bale eseridir . İlk gösterimi 5 Mayıs 2011 tarihinde Samsun
Sayfa 101 - AndaçKitabı okudu
Operanın tarihsel serüveni
Opera sanatının anayurdu İtalya'dïr . (Floransa) Yunan oyunlarına benzer eserler yazmak istemelerinden doğduğu anlaşılıyor . Bu dönemde mısraları Renuccini tarafından yazılan ve Peri tarafından 1594'de bestelenen "Dafhne" adlı ilk opera büyük ses getirir . Sanatsever olan Vernio Kontu Giovanni Bardi bu sanatçıları korur . Peri 1600 yılında "Euridice" adlı bir opera daha yazar . 1637'de Venedik'te ilk opera binası açılınca sanatın merkezi Floransa'dan bu şehre geçer . İtalyan operası Avrupa'ya tez zamanda yayıldı . Almanya'da 1627 de ilk defa "Daphne" adlı Floransa stili bir opera bestelendi . Ulusal Alman Operası 1644 yılında Staden tarafından yazılan ve ilk Almanca Opera olan - Seelewing - adlı eser ile başlamış .
Sayfa 84 - AndaçKitabı okudu
Herşey hayalle başlar, bunun temelinde inanç yatar, inanırsanız başarırsınız...
Necmettin Erbakan Mukaddes Kavgam
Necmettin Erbakan Mukaddes Kavgam
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
311 syf.
8/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Tuncer Günay'ın okuduğum ilk kitabı . Hatta şuana kadar okuduğum sanatsal anlamda ilk kitap . Sanatı böyle içli dışlı , geçmişten günümüze kadar gelişmelerini sayfa sayfa okudum . Her okuduğumda yeni bir şeyler öğrendim . Meğer sanatın bazı türlerine o kadar yabancıymışım ve okurken fark ettim . Kitapta pek çok türün gelişimi anlatılmış . Özellikle sinema ve tiyatro daha ön planda . Bizim için sinema sadece izlenmelikmiş. Arkasında yatan yokluğu , yükselişini , kaybedişini bilmiyormuşuz . Okudukça fark ettim ki ne kadar izlersek izleyelim ister Türk sineması ister Uluslararası sinema olsun, mutlak okumamız gereken bilgiler varmış . Eserde ayrıca müzayedelerde dönen alengirli , kirli oyunlar hakkında da bilgi veriliyor . Yeri geliyor ; Opera , Bale , Hat sanatı , Geleneksel Tiyatro , Osmanlı Tiyatrosu gibi farklı türden sanatlar anlatılmaya çalışılmış . Sanata tutkusu olan , az çok bilgi edinmek isteyen arkadaşlar mutlaka okusun . İzlemek ya da sanatı icra etmek bazen yetmiyor . Bu yüzden okumak da gerekli diye düşünüyorum . # Kitap Şuuru İnsanlık Şuurudur !
Kitap Şuuru
Kitap Şuuru
Sanatın Çığlığı
Sanatın ÇığlığıTuncer Günay · Andaç Yayınları · 20144 okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kitap, yazarın cezaevindeki eski terörist ile mektuplaşmalarının soru cevap haline getirilmiş hali. Annesinin sözünü dinlemediği için yetiştiği feodal ortamda kalan ve oradan oraya sürüklenen bir insan. Önce istekli sonra pişman ama örgütten kurtulamayan bir terörist. Yaptıklarından pişman olmadığını hissediyorsunuz. Pişmanlığı sadece başına gelenler açısından. İsyanı da kendisi dağda elinde silah ya da cezaevinde koğuşta ölümü beklerken kendi isminden istifade eden akrabalarına daha çok. Eski teröristin yaptığı tahliller, çıkarımlar biraz komik geldi. Sosyoloji, psikoloji, savaş sanatı, aşk, edebiyat vs. bir çok bilim ve düşünce alanında otorite gibi yapılan çıkarımların tabi ki çok bir değeri yok ama yine de dağdaki eşkiyaların neler çektiğini, hissettiğini anlamak isteyenler okuyabilir.
Şemdin Sakık Anlatıyor
Şemdin Sakık AnlatıyorTuncer Günay · Doğan Kitap · 20078 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tuncer Günay / Kayıp Bozkurtlar. Beraber çuvalladık biz bu yollarda... Tuncer Günay 1963'te Şanlıurfa'da doğdu, aslen Isparta Yalvaçlıdır. İlk ve orta öğrenimini değişik illerde tamamlayarak Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünde yüksek öğrenimini tamamlamıştır. Uzun süre özel eğitim okullarında görev yapmış, daha sonra sınıf öğretmeni olarak Milli Eğitim Bakanlığında çalışmıştır. Çeşitli gazete ve dergilerde terör, terörizm, kadına şiddet, çocuk istismarı ve misyoner faaliyetleri gibi konularda araştırma ve inceleme nitelikli yazılar yazmaktadır. Biri ülkücü, biri devrimci iki Anadolu insanının, yakalandığı lenfoma hastalığının tedavisi için hastanede kemoterapi tedavileri sırasında alınmış bir karar; 12 Eylül öncesinin tarihinin objektif bir şekilde yazılması. Eser siyasi nitelikte bir özeleştiri romanı gibi görünse de, aslında yazarın kendi hayatında yaşamış olduğu gelgitleri, idealleri, başarısızlıkları, inandıkları için mücadele azmini anlatmaktadır. İnandıkları için fikir üreten, yerine göre kavga eden, ülkemiz için tehlikeli gördüğü komünistlerle her alanda mücadele etmekten çekinmeyen Tuncer Günay'ın gerçek hayata başlamasıyla özellikle maddi açıdan yaşamış olduğu savrulmalar, uzun bir şekilde anlatılırken, Ankara'da hastanede karşılaştığı devrimci kızıl Nazım ile yüzleşmesi anlatılmaktadır. Bir dönem romanı olan eserde, okuyucu mutlaka kendinden bir şeyler bulacaktır. Etkileyici bir üslubu açık dili ile yazarla ağlayan, yazarla gülen bir zaman dilimi yaşamak istiyorsanız mutlaka okumalısınız. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Kayıp Bozkurtlar
Kayıp BozkurtlarTuncer Günay · Andaç Yayınları · 201331 okunma