Türkiye Klinikleri Psikoloji Dergisi

Türkiye Klinikleri Psikoloji Dergisi - Sayı 3/ Cilt 4 magazine
Magazine
10.0/10
1 People
3
Reads
26
Likes
861
Views

About

Türkiye Klinikleri Psikoloji Dergisi "peer-review" ve "çift-kör" sistemi ile makaleleri değerlendiren, önyargısız ve bağımsız, bilimsel bir dergidir. Türkiye Klinikleri Psikoloji Dergisi yayım dili İngilizce ve Türkçe'dir. Dergi yılda 2 sayı (Haziran, Aralık) yayımlanır. Dergi Nöropsikoloi, Psikometri, Sosyal Psikoloji, Deneysel Psikoloji, Endüstri Psikolojisi, Gelişim Psikolojisi, Klinik Psikoloji alanlarında araştırma makaleleri ile kurumlarınca kabul edilen uzmanlık tezleri ve projelerden üretilen makaleler, derleme, olgu sunumu, editöryal yorum/tartışma, editöre mektup, kitap değerlendirmeleri, soru-cevaplar ve psikoloji ile ilgili sosyal konularda makaleler yayınlamaktadır.
Full name:
Turkiye Klinikleri J Psychol
Title:
Yılda İki Kez Türkçe/İngilizce Olarak Yayınlanan Psikoloji Dergisi

Readers

26 readers liked.
3 readers read.
7 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Psikoz
Psikotik hastaların kullandığı dil, temsiliyetler düzeneğinden ziyade emredici, çoğunlukla dışarıdan yaptırımcı biçimdedir. Paranoyaklarda bu özellik daha belirgindir, hasta başka tarafından yönetildiği duygusuna sahiptir. Aktarımda bu önemlidir, nitekim analist kolaylıkla bir perseküsyon nesnesine dönüşebilir. Şizofren hastalarda bu durum daha bulanık ve daha yayılmış olup dağınıktır. Paranoyak hastalar söylemiyle dünyayı kurgularken; şizofren hastanın ilgi alanı bu değildir. Şizofren hastalar, azalmış da olsa dille beden ilişkisini kurmaya çabalar. Manide, dil nesnesiz, metonomik bir dildir, kendiliğinden akar, hiçbir yere tutunmaz, bir yerden başka bir yere geçer (coq à l'âne). Melankolide ise, özne artık konuşamaz, kendi nesnesine indirgenmiştir, adeta atık konumundadır (déchet).Bu farklı psikozların hepsinde yukarıda açıklanan “Baba-nın Adı”nın işlevsizliğinden, defosundan söz edilir ve bu defonun tamiri dille olan tekil ilişkiye göre değişkendir. Bu klinik, tekilin kliniğidir, özelin (particularite) değil, yani tekildir ama özel değildir. Psikotiklerle çalışmada öncelikle dil ile yaşayan arasındaki bozukluğu saptamak önemlidir. Bunu dildeki bozukluk olarak değil, dil ve içindeki yaşayanla ilgili bağlantı bozukluğu olarak anlamak gerekir. Lacan psikotiklerdeki sorunu, yaşam duygusunun eklem yerindeki defo/bozukluk/hata olarak tanımlar.
Sayfa 7 - M. Derya Gürsel, Tülin GençözKitabı okudu
Öznellik, konuşanın kendini özne olarak sunma kapasitesidir ve konuşan öznenin şahsiyetine dair, ilgi, alaka, izlenim ve bilinç hallerine dair her şeyi içerir. Sözcelem esnasında bütünüyle konuşucunun ürettiği ve birinci tekil şahıs kullanımıyla ortaya çıkan özne, konuşucunun kendine gönderme yapmasını sağlar ve böylece bilinçdışı özneyle örtüşür. Yani, birey, dil içinde ve dil aracılığıyla özne olarak ortaya çıkar. Benveniste bunu, “ego dilde oluşur" ve “egoyu” telaffuz eden “ego”dur şeklinde ifade eder. Dilde oluşan bu egoya bağlı olarak öznellik, hissiyat açısından kendilik ya da kendi olmanın ötesinde, yaşanmışlıkların tümünü içeren ve aşan ve aynı zamanda bilincin sürekliliğini sağlayan bir bütünlüktür. Varlığı sözcelem süreciyle sınırlı olmadığı gibi bu sürece bağlı değildir. Bir sözcelem eyleminde, birinci tekil şahıs kullanımı ya da bir konuşan özne varsa, atfedilen katılım seviyesi her ne olursa olsun mutlaka bir öteki de vardır. Bu noktadan bakıldığında, dil artık asla basit bir iletişim aracı değildir. Konuşan birey, kendileştirdiği dilin sunduğu biçimsel araçları yoluyla kendisini, konuşan özne olarak tanımlarken ötekinin statüsünü de belirler. Her şey karşıtıyla, bir başka deyişle, kendine benzemeyeniyle tanımlanır ilkesinde olduğu gibi, sözcelemde “ben”, kendini “sen” in varlığında tanımlayabilir ve kendi bilincine ulaşabilmesi de bir “sen” sayesinde olur. Birinci tekil şahsı kullanan her özne, aynı zamanda ikinci tekil sahsı kullanan, ötekidir (alterego). Sözcelemde öznelerarasılık da işte bu şekilde ortaya çıkar.
Sayfa 31 - Nur Nacar LogieKitabı okudu
Reklam
Reklam