Türkkaya Ataöv

Nazım Hikmet'in Hasreti author
Author
Translator
8.5/10
33 People
147
Reads
17
Likes
2,731
Views

Türkkaya Ataöv Posts

You can find Türkkaya Ataöv books, Türkkaya Ataöv quotes and quotes, Türkkaya Ataöv authors, Türkkaya Ataöv reviews and reviews on 1000Kitap.
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli, belini sarmayalı, gözünün içinde durmayalı, aklının aydınlığına sorular sormayalı, dokunmayalı sıcaklığına karnının. Yüz yıldır bekler beni bir şehirde bir kadın. Aynı daldaydık, aynı daldaydık. Aynı daldan düşüp ayrıldık. Aramızda yüz yıllık zaman, yol yüz yıllık. Yüz yıldır alacakaranlıkta koşuyorum ardından.
Ulusların kendi geleceklerini kendilerinin saptamaları halkların emperyalizme tepkisinin bir ifadesidir. Bu hak B.M. Antlaşmasında da Madde 1/2 ve 55'de belirtiliyor. B.M. Andlaşmasının yorumu üstünde de bir çeşit vesayet kurmağa çalışan emperyalist devletler bu hakkı sınırlamak isteyerek onu kullanılacak bir hak olmaktan çok işlevsiz bir ilke gibi sunmayı yeğlemişlerdir. Ancak, Genel Kurulun 1950'de aldığı 421 sayılı kararı, bu hakkı temel insan haklarından biri olarak sayar. Sömürge ÜIkeleri ve Halklarına Bağımsızlık Verilmesine İlişkin B.M. Bildirisi» de halkların yabancı boyunduruk, baskı ve sömürüye hedef olmalarının temel insan haklarının yadsınması anlamına geldiğini açıkladı. Birleşmiş Milletler yalnız 1961'de bu açıklamanın uygulanmasını izlemek amacıyla bir Özel Komisyon kurmakla kalmadı, ulusların kendi geleceklerini kendilerinin özgürce saptama hakkı içine doğal kaynaklarına sahip olmaları hakkını da kattı. Özellikle Birleşmiş Milletler komitelerinde yapılan incelemeler sonucu olarak, bu haklar uluslararası ilişkiler ve devletler hukukunun bağlayıcı ve emredici kuralları içine girmeğe de başladı. Filistin halkının sözü edilen temel haklara sahip olmasına engeller konduğu açıktır.
Reklam
Okula giden Kudüslü Arap öğrenci kendi kültür, tarih ve dinini İsrail gözüyle görüp değerlendirmek zorunda bırakılıyor. Arap tarihi onlara bir yağma, çekişme ve kan deryası olarak, Yahudi geçmişi de parıltılı bir biçimde sunuluyor. Müslümanlık ve Hıristiyanlık hiç okutulmazken Tevrat'ın öğretimi zorunlu olan orta okullarda Arap öğrenci kendi tarihini 32, Yahudilerin tarihini ise 384 saat görüyor. Osmanlı yönetiminde parlak bir okul olan Raşidiye'de 1967'den önce bile 800 öğrenci varken, 1970'lerde bu sayı 14'e inmişti.
Bir İsrail yöneticisi önce toprağa el koyuyoruz; yasalar onu izliyor demişti. İsrail propagandası el konan bazı özel topraklar için yüksek tazminat ödendiğini ileri sürüyor. Herhangi bir ödemenin söz konusu olduğu durumlarda, rakam çoğu kez 1948 yılı değerini aşmıyor ki, bu da düpedüz bir göstermeliktir. Yoksa, İsrail buldozerlerinin Araplara ait yapıları her fırsattan yararlanarak gelişigüzel yıktıkları artık bilinmelidir. Bazan çarşıya, pazara gitmiş olan bir aile dönüşünde, konutunu yıkılmış buluyor, durdurma emri için Belediye Başkanıyla görüşmeğe giden ev sahibi geri geldiğinde gene aynı sonuçla karşılaşıyor. Direnen Araplar, çoğu kez, konutlarının önce giriş basamaklarının sökülüp atıldığını, sonra sırasıyla bahçe, kaldırım, hatta odaların bir kısmının yıkıldığını görüyorlar. Boyun eğmeyenler üstünde baskı, hatta işkencelere başvuruluyor. Bugün, bulldozer yeni Kudüs'ün neredeyse bir simgesi olmuş durumda.
" (...) Bugün Vietnam’da da kullanılan orta boy bir Amerikan tankının yapımın­ da işe yarayan krom ve kalayın %100'u, nikelin %99’ü, manganezin %93’ ü, boksitin %65’i ve ba­kırın %42’sini dışardan sağlamaktadır. Ayrıca, Amerika iç yatırımlardan daha çok kâr getiren dış yatırım bölgelerini korumak ve bunlara yenilerini eklemek istemektedir. Önceki yıllarda olduğu gibi, bugün de yabancı ülkelere yatırdığından çok daha fazlasını kendi ülkesinin egemen sınıflarının cebi­ne aktarmaktadır. Amerika’nın bugünkü yaşama dü­zeyi, işte, ilk olarak, 1898’deki birinci büyük patla­maya dayanan yayılma ve emperyalizm politikası­nın başarıyla yürütülmesine bağlıdır. Bu devletin dış dünya ile ilişkileri, dünde, bugün de, Amerikan kapitalizminin sürekliliğini sağlayacak biçimde dü­zenlenmektedir. "
Sayfa 148
" John D. Rookefieller’ in 1899’daki itirafını yol gösterici fikir olarak kabul etmek zorundayız: «Sa­dece bölgesel ticarete dayansaydık, yıllarca önce başarısızlığa uğrardık. Pazarlanırım genişletmek ve ihracata dayanan ticaret çarelerini aramak zo­rundaydık.»
Sayfa 136
Reklam
519 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.