Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ufuk Çizgisi Dergisi

Ufuk Çizgisi DergisiUfuk Çizgisi Dergisi - Sayı: 11 (Ağustos 1990) dergisi
Dergi
7.3/10
3 Kişi
3
Okunma
0
Beğeni
619
Görüntülenme

Hakkında

Aylık Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi
Unvan:
Dergi

Okurlar

3 okur okudu.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Talat Paşa'nın ABD Büyükelçisi Abram ELKUS İle Görüşmesi
Sadrazam Talat Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı cephede savaş ilan etmesi üzerine 1917 yılında siyasi ilişkilerinin kesilmesine rağmen, ABD'nin bazı yardım örgütlerinin Ermenilere destek olma faaliyetlerini sürdürmeleri için Anadolu'da kalmalarına izin vermiştir. Bu konu 1917 yılında diplomatik ilişkilerin kesilmesiyle birlikte İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalan ABD Büyükelçisi Abram ELKUS'un Talat Paşa ile yaptığı son bir görüşmesi sırasında ele alınmıştır. Talat Paşa'nın öteden beri Ermenilere Anadolu'da yardım eden ve üstelik Türkler aleyinde propaganda faaliyetlerine de aracı olan "Near East Ralief" örgütü ile Amerikalı misyonerlerin Anadolu'da kalmalarına izin vermesi Büyükelçi ELKUS'un raporlarına da konu olmuştur. Diplomasi tarihinde savaş ilan eden bir yabacı devlete bağlı örgütlerin ülkesinde kalmasına ve üstelik bunların silahla ayaklanma yolunda dış tahriklerle kışkırtılmış bir azınlığa hizmet etmesine izin vermiş bir başka Başbakan örneği acaba var mıdır?.
Sayfa 8 - Ufuk ÇizgisiKitabı okudu
BATILILAŞMA MACERAMIZ
Her fırsatta iç işlerimize karışan Rusya'ya karşı Batı'nın ittifakını sağlamak aydınımıza tek umud ışığı gibi görünüyordu. Batı'lılar da ülkemizdeki hıristiyanların koruyucusu olarak sık sık müdahalelerde bulunuyorlardı. Aynı medeniyeti paylaştığımızı gösterirsek, iç işlerimize müdahaleden vazgeçebilirler, onlar için de tehlike olmaya başlayan Rusya'ya karşı yanımızda yer alabilirlerdi. Bu sihirli kurtuluş yolu "Tanzimat" olarak nitelendirildi. Tanzimat'ın sevincini aydınımız top sesleriyle yaşarken halkımız sessizce homurdanıyordu. Ancak homurdanabilirdi; çünkü kavuk-fes mücadelesinin kanı henüz kurumadığı gibi sultanımız da karşı çıkanları lanetliyordu. Devletimizin bazı kuruluşları Batı'lı görünüş aldığından bizi kendilerinden sayabilirlerdi. Nitekim Kırım Savaşı'nda Batı'nın bazı güçlü devletleri yanımızda yer aldılar. Bu aydınımızın umudlarını daha da arttırdı; Batı'ya karşı ambargo tanımayan düşünce kuvvet kazanmaya başladı.
Sayfa 3 - Ufuk Çizgisi Sayı:6Kitabı okudu
Reklam
BATILILAŞMA MACERAMIZ
İkinci kere Viyana'yı kuşattığımızda gücümüz doruğuna ulaşmıştı. Viyana kapılarında askerimiz dinlenme anlarında kahve içerdi. Viyanalılar kahveyi bilmezlerdi; fakat kuvvet ve kudret sahibi Türkler'in içtiklerini merak ediyorlardı. Mutlaka doyumsuz zevk ve keyif veren nesne olmalıydı. Savunmada uğradıkları acılar meraklarını azaltmıyordu. Günün birinde kahveyi öğrendiler, adını bile değiştirmeden içmeye başladılar. Viyana'da kahve ikram etmek, kahve satan dükkan açmak moda haline geldi.
Sayfa 2 - Ufuk Çizgisi Sayı:6Kitabı okudu
BATILILAŞMA MACERAMIZ
Viyana bozgunu bizim için dönüm noktası oldu. Yüzyıllar boyu zayıf bir anımızı kollayan haçlılar fırsatı ganimet bilerek saldırdılar, bozgunumuzu yeni bozgunlar izledi. Düşmandan yılan askerimiz zaptiyenin takibinden kurtulmak için ilim tahsil etmek bahanesiyle medreselere sığındılar. Yıllar geçtikçe yenilgilerimiz sıklaştı ve bilime yatkınlığı olmayan kaçaklarla medreselerimiz dolup taştı. Devletin ödenekleri ve vakıfların gelirleriyle her türlü ihtiyaçları görülen bilim yuvalarımızı kaçkınlar topluluğu yozlaştırmaya başladılar. Uluğ Bey'lerin, İsmail Cevheri'lerin, Molla Gürani'lerin yetiştirdikleri ocakların yüksek mevkilerini işgal ettiler. Onlara zor gelen matematik, fizik gibi bilimleri, "Gereksizdir" bahanesiyle ağırlıkları bulunan medreselerden kaldırdılar. Aynı dönemlerde Endülüs kanalıyla Avrupa'ya yayılan müsbet bilimlerle, oralara kabus gibi çöken "Engizisyon" dehşeti kırılıyordu. Biz, pratiğe dökülmesiyle tekniği oluşturan bilimleri medreselerimizden "Gereksizdir" diye kaldırırken, Batı'lı onlara kurtuluş iksiri gibi sarılıyordu.
Ufuk Çizgisi Sayı:6Kitabı okudu
Günlükten seçmeler
Gelelim meselenin asıl püf noktasına; sosyal kurumlarımızdan hangisi 'arabesk' değildir. Televizyonumuz mu, radyomuz mu, hayat üslubumuz mu, hukukumuz mu, aile kurumumuzdaki işleyen görünmez kurallar mı? Hangisi? Ahh.. kör gözlü, yarım akıllılar.. Müzik'de 'arabesk' söz konusu olunca gösterdiğiniz tepkinin binde birini sosyal hayatımızdaki 'arabeskliğe' gösterseniz ne olurdu.. Mehmed EMİN
Sayfa 15 - Ufuk ÇizgisiKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok