1974 yılında Ankara'da doğdu. Ankara (Kız) Lisesi'nde orta öğrenimini tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için İstanbul'a taşındı. Bu dönemde bir yandan mühendislik eğitimine devam ederken bir yandan da gönüllü katıldığı çevre koruma topluluklarının dergilerine yazılar yazdı.
İstanbul Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nü bitirip, uzunca süre çalışma hayatının içinde yer aldıktan sonra belirli aralıklarla yazdığı yazıları gün yüzüne çıkartmaya karar verdi.
İlk romanı Kulübe, 2016 yılının mart ayında 1984 Yayınevi tarafından yayımlandı. İkinci romanı Buzdan Top, Nisan 2023 yılında İthaki Yayınları tarafından yayımlandı.
Varlık dergisi başta olmak üzere çeşitli edebiyat dergilerinde, çok yazarlı kitaplarda öykü ve denemeleri yayımlandı.
Halen Ege'de yaşamaya ve yazmaya devam ediyor.
Ödüller :
• Yel Koğan - 2019 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri 2.’lik ödülü.
• Delice - 2020 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri mansiyon ödülü.
Yalnızlık, ışığa ihtiyaç duymayan bir gölgedir, ne yaparsan yap, peşinden ayrılmaz. Yalnızlığını kabul etmeyen insan da çoğalamaz. Sadece kalabalıklaşır.
Hem yola çıkmanın hüznü ve kendine has güzelliği hem de denize varmanın ferahlatan etkisinde bir okurluk serüveniydi Buzdan Top.
Metinlerarasılık da rahatsız etmeden "Bak ben ne yapıyorum?" demeden kullanılmış. Hatta metinlerarasılık ile üstkurmaca bizim tahkiye geleneğimize yedirilerek güzel bir karışımla verilmiş.
Yol ve deniz acıktırır. Kitabın içerisinde dondurmayla başlamak üzere birçok molada yenebilecek sokak lezzeti de okuru aç bırakmıyor. Edebiyata doyamadığımız bu güzel eserde geçen bu lezzetleri de ağzımız sulanarak okuyoruz. Bir de ben bu romanı dün gece sabaha kadar okuyup bitirdiğimden canım çekince kalkıp dolaptaki dondurmayı yedim.
Romanda işe koşulan hiçbir şey havada kalmamış. Romancılık açısından da başarılı bulduğum bir eser oldu.
Buzdan Top erirken tadı damağımda kaldı.
500 sayfalık kitapta neredeyse 10 sayfada bir yeni karakterle tanıştık. Nereye gidecek bu işin sonu diye sürüklenerek okudum ama bir yandan da her seferinde başkasının hikayesine dahil olmak dikkat de dağıtıyor. Yalın bir dille ve ilginç olaylar anlattığı için bir şekilde dikkatinizi de ister istemez topluyorsunuz. Sonunda tüm karakterler birleşti (zaten bu an için 500 sayfa okudum!) evet ama sonu beni aşırı da tatmin etmedi.
Ooo çok ters köşe oldum. Yani ben romandaki karekterlerle nereye gittilerse gittim. Nereye koştularsa koştum. Yüreğim ağzımda dolandım durdum. Uğur Deveci’nin okuduğum ilk kitabı. Ummadığım gibi, sürükleyici, okuması keyifli bir romandı. Anlamlandıramadığım bir dolu kişi birbirine temas etti. Böyle kitapları seviyorum.
Keyifli okumalar.