Tarihin belli koşullarında ortaya çıkan insanların tıpkısını beklemek boşunadır.
Ama onun niteliklerinin bir bölümüne sahip başkalarının sayısını arttırarak onların o meşaleyi alıp daha ileri götürmelerini sağlamak mümkündür.
Devrimcilik sorumluluk ister. Eylem ve düşüncelerinde sorumluluk duymayan devrimci, emekçi sınıf ve tabakalarda kök salamaz. Eninde sonunda, "bir küçük burjuva anarşisti" olarak, emekçi yığınlardan soyutlanır.
Sebil midir bu insanların kanı?.. Göğüslerinden, karınlarından, başlarından yaralanan bu çocuklar bir düşman ordusunun neferleri midir?.. Kaç kişi öldürüldü bugüne kadar?.. Yetmedi mi?..
Hayatımda sen varsın hâlâ
O mesut günlerimizi
Unutma hatırla
İsmin nağme olacak
Dudaklarımda her an
Bazı günler acısı unutulmayacak
Tek teselli yerimiz
Kaybolan o aşkımız
Kalbim hâlâ kanıyor
Her an kapım çalınıp
Seni dönecek sanıyor
Sönükleşen gözlerim
Hâlâ seni anıyor
Donuklaşan dudaklarım
Şimdi o nerede diyor
Bilmem şimdi nerdesin
Hangi çelik kasadasın
Belki dönülmeyecek bir yerdesin
Hıçkırıklar durmaz ki
Sen gelmeyince bana
Herkes seni arıyor yana yana
Napolyon ne kadar haklıymış
para, para, para... :)
Silahlı Kuvvetler, herhangi bir partinin değil, tüm Türk ulusunundur. Zaman zaman siyasal çalkantılar sonucu, Silahlı Kuvvetler içinde oluşan "cuntalar", bazı siyasal partilerle örgütsel ilişkiler kurabilir.
Laiklik ilkesinin savunmak için Atatürk gibi yürekli Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve İNANÇSIZ değil!