Hangi araştırma alanında ve hangi devirde olursa olsun inanca bürünmeyen, akılcılığını kaybetmeyen halis bir bilme çabası için ebedi bir hata yahut ebedi bir hakikat söz konusu olamaz. Öyle olsaydı, bilgi donuk kalır, geleceğe yönelemez, devredilip işlenemez, tarihilik kazanamazdı. Birinci durumda insan hiçbir şey bilmediğinden, ikinci durumda da her şeyi bildiğinden, tanrısal bir rahatlıkla elini kolunu bağlar, artık çalışmazdı.