Allah rahmet etsin, Vahidüddin Han'ın müslüman şahsiyetini, kimliğini ortaya koyarken, su yolu yaptığı düşücelerini teker teker izah edip, gözlerden ziyade kalpleri açmaya çalışıyor. Nasihatler bir ordu gibi insanın üzerine çullanıyor. Allah'ın dininde sebat göstermeyi, bu uğurda feda edilecek şeyleri birbir sıralıyor. Ebedi mutluluğun da reçetesini bir nevi vermiş oluyor. Allah ona rahmet etsin.
İman dairesine giriş için kişinin hükümleri uygulamakla yükümlü olması yeterlidir. Yükselmek ve gelişmek için normal şer'i kayıtlarda da fedakarlık yapması gerekmektedir. bu yolda uykuları terk etmek zorunda kalacak, rahatından vazgeçecek ve lezzetleri ayak altına alacaksın.
Vahidüddin Han'ın "Dinin Hikmeti" başlığını taşıyan bu kısa kitabı yorum, dinin hakikati ve hikmeti üzerinde duruyor.
Beş bölümden oluşan bu eserin birinci bölümü "Yorum Nedir?" başlığını taşıyor. Yazar, bu bölümde yorum ile dinin birbirinden ayırt edilmesi gerektiği konusunda örnekler veriyor ve bazı açıklamalarda
İbadet, tamamen Allah'a boyun eğmedir. Bu ibadet, zorba ya da firavunlardan birine secde etmek gibi olmayıp, aksine kullarına son derece merhametli olan Mabuda ibadet şeklindedir. Biz öyle bir ilaha ibadet ediyoruz ki; sahip olduklarımızın tamamını O'na borçluyuz.
Bu anlamda boyun eğmeye sevgi unsurunu da katmamız gereklidir. Kul ile Rabbi arasındaki ilişki, zillet ve boyun eğme ilişkisinin zinciridir. Huşu'nun şiddetinden kul yalvardığında ve Allah korkusundan gözünden yaşlar döküldüğünde en büyük emel ve arzularını bütün şevkiyle Mabuduna sunmuş olur ve kendisini ilahi sevginin en yükseğinde bulur. "İman edenler en çok Allah'ı severler.”
Modern ilim, meydana gelen olayları beyan eder, açıklar, fakat onları tefsir edemez. Çünkü, ilmin dönüp dolaştığı yer, "Bu nedir?" sorusuna cevap verilmekten ibarettir. Fakat, "Ama ne için" sorusuna onda cevap bulamazsınız.
"Tabiat sisteminin istismarından elde edilen misallerden biri, fotoğraf makinesidir. Bu da aslında, insan gözünün mekanik taklidinden başka bir şey değildir. Kameranın objektifi (lens), gözün dış şebekesi gibidir. Makinenin sed perdesi (Diaphragm) da, göz bebeği ( Irıs) nispetindedir. Işıktan te'sir gören filim ise, gözün perdesine benzer ki, orada, mahruti hatlar ve şekiller vardır, eşyayı ters görür. "
Kitap, Vahidüddin Han'ın 1955-60 yılları arasında Hindistan'daki İslami cemaatlere yapmış olduğu konuşmaları içeriyor. Kitap 1985 basım olduğundan o yılların sorunlarına da değinmişti. Ancak okurken günümüze uyarlayarak okumak ve düşünmek zor değil. Zaten problemlerin ekseriyeti aynı.
Kitap, İslamın kelime anlamını, İman, hicret ve cihat mefhumlarını açkladıktan sonra Kur'an'ın Öngördüğü İnsan konusunu ele alıyor. Yaşamın gayesi üz. insanların hatalarını, davetçinin sorumluluklarını ve hizmette karşılaşılan sorunları ele almış. Örnekleri ve anlatımı ile güzel bir kitap🖒