Vassil VIadimiroviç Bikov, Beyaz Rus öykü yazarıdır. Bikov bir köyIü aiIesinde dünyaya geIdi. Köy okuIunu bitirdikten sonra Vitebsk’te sanat okuIuna girdi. SovyetIer BirIiği II. Dünya Savaşı’na girince eğitimini bıraktı ve gönüIIü oIarak cepheye gitti. Savaşın sonunu Avusturya’da gördü. On yıI daha subay oIarak orduda görev yapmaya devam etti.
Savaş, Bikov’un kişiciğinin biçimlenişinde büyük roI oynadı ve yapıtlarının temeI konusu oIdu. 1955 yıIında basıIan iIk öyküIeri Beyaz Rus diIindeydi ve oIayIar cephede geçiyordu. Yazar, 1962’de Beyaz Rus diIinde yazıIan ve Rusçaya çeviriIen "Üçüncü Fişek" adIı romanıyIa üne kavuştu. Bikov’un en çok tercih ettiği tür uzun öyküdür. Bu öyküIer geneIIikIe savaşın geriIimIi ortamında çözüIen bir ahlaki ya da duygusaI problemi eIe aIırIar.
Bir çok öyküsünde oIayIar işgal aItındaki bölgelerde gerçekleşir ve ihanet temasını işler. 1942’nin işgal aItındaki Beyaz Rusya’sında geçen "Gitmek ve Dönmemek" adIı öyküsü yazar tarafından oyunlaştırıldı, hem Rusya’da hem de Beyaz Rusya’da defalarca sahnelendi. Bikov yazdığı öyküIerIe 1974 yılında Sovyetler Birliği Devlet Ödülü'nü aIdı. 1970-1980 yıIIarı arasında Sovyet Yazarlar Birliği'nde yöneticilik yaptı. Birçok eleştirmen tarafından yapıtları Rus edebiyatının ayrıImaz bir parçası sayılmaktadır.
Polis şefi: Vicdanın zor bir seçim yapmak zorunda kalacak. İki yoldan birini seçeceksin.
Partizan: Kimseye ihanet etmem. İnsanın kendi postundan daha önemli şeyler var.
Polis şefi: (Gülerek) Nerede? Neymiş o? Neyden yapılmış? Saçmalık! Bizler faniyiz. Ölünce her şey son bulut. Tüm hayat. Tüm dünya. Buna değmez. (Derin bir nefes alır) Ne için? Gelecek nesillere örnek olmak için mi? Öyle kahramanca bir ölüm beklemiyor seni. Yok öyle ölmek. Bir vatan haini olarak nalları dikeceksin. Üstelik sen konuşmazsan bir başkası konuşur. Ve senin üstüne yıkarız. Anlıyor musun?
Partizan: Pislik! Pislik, insan müsveddesi.,
Polis şefi: (İşkenceciyi çağırtır) Gerçek bir pislik nasıl olur, görürsün şimdi. Şaşkın şakın bakma öyle. Ben değil sen göreceksin. Kendinde, aklının ucuna gelmeyecek bir şey keşfedeceksin. Direnişine ne olacak? Ya gözlerindeki o asi parıltıya? Hepsi korkuya teslim olacaklar. Evet, öyle! Postu kaybetme korkusuna. Ve sonra kim olduğunu anlayacaksın: Ipıssız bir halde; değersiz basit bir insan, sıradan bir bok parçası. Ne asaletli sözlerin ne kibrin kalacak. (bir an gözleri dalar) İşte acı gerçekler!
Güzeldi ben beğendim yani aslında çok konu yoktu ama gayette sürkleyiciydi sonu güzel olabilrdi yani bir çıt daha
Güzeldi yinede
Kahramanlarımız ben ce itinayla seçilmiş her ne kadar kültürümüze yakın olmasada