Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vehbi Vakkasoğlu

Öğretmenin Not Defteri 1 yazarı
Yazar
8.3/10
940 Kişi
5,4bin
Okunma
387
Beğeni
17,7bin
Görüntülenme

Vehbi Vakkasoğlu Gönderileri

Vehbi Vakkasoğlu kitaplarını, Vehbi Vakkasoğlu sözleri ve alıntılarını, Vehbi Vakkasoğlu yazarlarını, Vehbi Vakkasoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bize Rabbimizi bildiren üç önemli kaynak vardır : 1 - Yüceler Yücesi Allah’ın son ve en kapsamlı kutsal Kitabı olan Kur’an-ı Kerim. 2 - Allah’ın son ve en büyük Peygamber’i, Güzeller Güzeli Hz. Muhammed. ( Sallallahu aleyhi ve sellem) 3 - Yüceler Yücesi Rabbimiz’in, binbir sanatla, hikmetle ve güzellikle yarattığı kainat da bir kitap gibi, her varlığıyla, Yüce Yaratıcı’yı göstermektedir.
Sayfa 30
❝ ALLAH’TAN KORKULUR MU?..
Korkunun esası nedir ? Bize, bizden yakın olana, sevgisinden sevgisiyle yaratmış olana, affı ve bağışlayıcılığı sınırsız olana, cömertliği ve vericiliği sonsuz olana karşı korku beslemek mümkün müdür? Elbette Allah korkusundan söz edilebilir... Ama bu korku, bildiğimiz sıradan bir korku değildir. Mesela hırsızdan, depremden, iflas etmekten korkmakla , Allahtan korkmak aynı şey değildir . Korkular arasında fark vardır. Bu iki çeşit korku, aralarında hiç ilgi yok denecek derecede apayrı ve bambaşkadır. Allah korkusu , özünde sevgi olan bir korkudur . Allahın bize olan müthiş ve muazzam ilgisini , sevgisini kaybetme korkusudur .
Sayfa 24
Reklam
Biz acizliğimizi, güçsüzlüğümüzü, sonlu ve sınırlı oluşumuzu; O’na güvenip dayanarak, kulluğuna sığınarak, güce, kuvvete, sonsuzluğa dönüştürüyoruz.
Sayfa 23
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) ifadesiyle, “ Kendini bilen , Rabbini bilir .” Çünkü, görünmeyen Yaratıcı’yı bilmek için, görünen eserlerine bakmak lazımdır.
Sayfa 20
İnsan, yaptığı basit bir işi bile tesadüfe vermez. “ Bu resmi ben yaptım , bu şiiri ben yazdım ” diye iddiasını sürdürür. Tesadüfü kendisine asla ortak etmez. “-Tesadüfen yaptın!” diyenlere, başarısına inanmayanlara kızar. Kendi yaptığını tesadüfe maletmek istemeyen insan , Allahın yaptığı , yarattığı işleri tesadüfe verebilir mi ? Kendi yaptıklarına sımsıkı sahip çıkan insan, Allah’ın sonsuz ve sınırsız eserlerini, sanatlarını tesadüfe verirse, büyük bir haksızlık yapmış olmaz mı? Kimin hakkı ve haddi vardır bu haksızlığa ?
Sayfa 18
Tabii ki, anne babanın çocuklarına Allah’ı anlatmaları, temel bir eğitim görevidir.
Sayfa 14
Reklam
Manevi varlığımızın gıdası, imandır. ... Maddi varlığımızın yemeye, içmeye ve hava almaya ne kadar ihtiyacı varsa; manevi varlığımız da, imana, Allah’a inanmaya o derecede muhtaçtır.
Sayfa 13
O’nu unutan, insani özellik ve güzelliklerinin bütününü unutur. Çünkü O, unutulunca, insan güzelliğini, ahlakını, erdemini taşıyamaz. Çünkü bütün insani güzelliklerin kaynağı, Yüce Yaratıcı’dır. Yaratıcı unutulursa, ondan gelen bütün güzellikler de unutulur. Allah’ı unutan, kendi iç dünyasında, şeytan’ın müdahelesi için açık ve savunmasız bir alan meydana getirmiş olur. İnsanın kalbi, bir aşk kaynağına bağlanmayı ister. Böyle bir bağlantıyı içtenlikle kuramayan, doyumsuz kalır. Kalbimizin açlığını, başka hiçbir tatmin şekli doyuramaz. Kalbini aç bırakan , başka duygularıyla dünyayı yutsa tok olmaz . Kazandığı bütün maddi varlık ve zenginlik, tam tersine ihtiyacını artırır. Adeta, susayanın deniz suyu içmesi gibi, sürekli içinin yangını çoğalır. – Peki kalbi doyuran, tatmin eden nedir ? – Sonsuz sıfatlarıyla kainatı kavrayıp kuşatan Yüceler Yücesi’ne inanmak ve aşkla bağlanmak...
Sayfa 12
Çocuklarımıza her güzel şeyi, sevgiyle anlatmalıyız . Her doğru şeyi doğru açıklamalıyız. Her iyi şeyi güzelce benimsetmeliyiz. Öncelikle O’nu, herkesten ve her şeyden çok daha güzel anlamalı ve anlatmalıyız. Hatta, anlamak ve anlatmak yetmez; bu muhteşem güzelliği yaşamalıyız. Onunla olmalıyız. Onunla dolmalıyız. Onsuz zamanımız, ondan uzak anımız geçmemeli. Bir gönül sultanının dediği gibi, “ Onu hatırlamaktan utanmalıyız .” O hatırlanmamalıdır. Çünkü her hatırlama , bir unutmadan sonra gelir . Öyleyse , Onu unuttuğumuzu gösteren hatırlamayı kendimize yakıştırmamalıyız . O unutulur mu? O’nu unutmak, her şeyi unutmaktır. O’nu unutmak, kendimizi unutmaktır. O’nu unutmak, kendimizi nefsimizin eline bırakmaktır. O nefis ki, daima kötülükten, yanlışdan ve aykırı olandan yanadır. Oysa ki, nefsi Yaratan, onunla bizi deniyor, imtihan ediyor. Bu dünya imtihanı ile, iyiliğin kaynağı olan Rabbimiz’e bağlılık derecemiz ölçülüyor. Bakalım ve görelim ki, kötülük odağı olan nefis ve şeytan mı, yoksa iyilik kaynağı Yüce Yaratıcı mı dostumuz?
Sayfa 11
İnsan sürekli bir arayış içindedir . Sürekli arar, bulur ama bulduklarıyla asla yetinmez. Daima daha iyinin, daha güzelin, daha güçlünün peşindedir. İnsandaki bu doyumsuzluk ve sürekli daha mükemmeli aramak, nedendir? Aslında her arayış, aranandan bir haberdir. Tarih boyunca, en çok konuflulan, adı en çok anılan ve dolayısıyla da en çok aranan Allah’tır. En çok arandığı için, en çok bulunan da O’dur. Ciddi, samimi ve önyargısız arayışlar, hep mutlu sona ulaşmıştır. O’nu bulanlar, mutluluğu da bulmuş oluyorlar. Daha huzurlu bir hayat yaşıyorlar.
Sayfa 7 - E-Kitap
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.