Belki de hepsinden öte,açık mavi çizgili pijamaları içindeki bu küçük insan harabesini erkeksi ve sevimli kılan,ıstırabı tanıyışı,yaşamdan bir yudum almak için duyduğu yalvarırcasına tutku ve bir o kadar sessizce ölüme hazır oluşu.
Sadece parayla düzgün bir insan olmaya başlayabilirsin. Paranız yoksa havanız bile pistir, ısınmak pahalı olduğu için pencereyi açamazsanız ki, yıkanamazsınız çünkü sıcak su kömüre mal olur. Tıraş bıçakları eski ve çiziktir. Çamaşır yıkanacağından tasarruf etmek gerekir. Masa örtüsü yıkanmaz, peçete yıkanmaz. Sabunlar idareli kullanılır.Saç fırçasında kıl kalmaz, cezve çatladığı için macunla yama yapılır, kaşıklar kararmıştır. Yastıklarda eskimiş, kötüleşmiş tüylerden ağır topaklar birikir. Bozulan ne varsa bozuk kalmaya devam eder.
Vicki Baum, iki savaş arası dönemin buhranlı ve bir o kadar da eğlenceli hikâyesini anlatıyor Oteldekiler’de. Aslında bir döngü romanı bu, savaş öncesinin kazananları, savaş sonrasının kaybedenleri. Yahut tam tersi!
Çeşitli karakterlerin psikoportrelerini veriyor bize Baum. Savaşın yarattığı derin boşluk hissiyatından ani bir kaçışın olduğu bu