En Eski Vladimir Dudintsev kitaplarını, en eski Vladimir Dudintsev sözleri ve alıntılarını, en eski Vladimir Dudintsev yazarlarını, en eski Vladimir Dudintsev yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hangi maddelerden söz ediyoruz? Değeri olan ve olmayan maddeler vardır. Haydutların lideri anladı ki, eşya ancak insan ruhuna kattıkları ile değer kazanabilir, insan ruhunun güzellikleri ise ne satın alınabilir ne de çalınabilir. Zorlama ile hiç kimseye kendini sevdiremezsin. Ruhun bütün güzelliği özgür olmasındadır. Değeri orada aramak gerekir, altın ya da kadifede değil. Ruhlarını canlı tutabilmiş birçok prensesin Sindrella gibi giyinmiş olması bir rastlantı değildir. Değerli takı ve kürklerle kendini süslemiş bir insanla karşılaşırsak, üstündeki giysilerin pahasından kuşkuya düşmeyiz, ama ruh sefaletini böyle apaçık ortaya koymaktan çekinmeyen bu canavarla birarada bulunmaktan kaçınırız."
"Eğer öldürülürsem sana bu zarfı verecekler," diye yazmıştı arkadaşım. "Sen yetenekleri olan bir kişisin. Sana, beni başkalarının bilmediği yanımla tanıdığın ve zamana başkalarından daha çok değer verdiğin için yazıyorum. Yaşam yalnız bir kez yaşamak için verilmiştir. Onu büyük yudumlarla içmek gerek. En değerli olan şeyi yakalayabilmeli insan. Ve neyin en değerli olduğunu ben sana söyledim. O ne altın, ne de çul parçasıdır. Senin yaşamdan büyük haz duymanı istiyorum. Şu anda üzerinde milyonlarca insanın yaşadığı karanlık kıtayı hiç aklından çıkarmamalısın. Bu mektubu aldığın gün senin gerçek doğuşunun günü olsun..."
"Ben asla yok olmam," diye duyurdu kendini düşüncemin sesi. Duyuların tersine, düşünce dingindi. "Bak" diye seslendi, düşüncenin sesi. "Uygarlık dünyası birkaç bin yıldır sürüyor. Ama insanların yaptıkları şeyler ne kadar dayanıyor? Makineler, eşya, giysiler... Yirmi, otuz yıl geçmeden dağılıp gidiyor. Peki, biz neyi koruyabildik? Yanıt çok kolay: Biz düşünceyi koruduk. Madeni işlemeyi, ilaç formüllerini, döktüğün zaman sertleşen çimentoyu. Kitapları yak, zanaat sırlarını yok et ve insanların aklında tuttuklarını unutmaları için yirmi, otuz yıl bekle. İnsanlık bir kez daha taş devrinden başlayan yolun başına gelmiş olur ve değil torunun, kendi oğlun bile senin gençliğinde yarattığın şeyi toprak altından çıkartıp ona tanrının bir mucizesi imiş gibi tapınmaya başlar."