Volker Kutscher sözleri ve alıntılarını, Volker Kutscher kitap alıntılarını, Volker Kutscher en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üzerinde kısa bir manto ve kırmızı bir etek
vardı. Rath el salladı ve kadının
kendisini gördüğünde nasıl gülümsediğini fark edince, sevinçten az
kaldı yoldan geçen ilk yayaya sarılacaktı.
"Üç gün boyunca işçi semtlerinde
sanki iç savaş vardı . Neden?Sadece
sizin Emniyet Müdürü komünistlere
kızıl Berlin'de kimin lafının
geçtiğini göstermek istediği için.
Devleti destekleyen ve devlete düşman kızıllar arasında, polis aygıtının
da kötüye kullanıldığı
bir iktidar kavgası bu. Bu arada
insanların ölmesini de sineye
çekiyorlar!"
Gözünün önüne devamlı resimler geliyordu, onları aklından çıkaramıyordu.
Ağır çekiç. O çelik sütune bağlanmış eli.
Parçalanan kemiklerin sesi. Kendi kemikleri. Dayanılmaz acı. Birleşip, tek bir büyük çığlığa dönüşen bağırmaları. Baygınlık. Sonra bedeninin uç noktalarını çekiştiren acılarla bu karanlık geceden sıyrılmıştı. Fakat içine ulaşamamışlardı, onları oradan uzak tutmuştu.
"Bu çok eski bir adettir: Derdi
olanın, likörü de vardır," diye
tumturaklı bir laf etti.
Weinert de, kahveyi hazır
bekleyen iki fincana dökerken, "E,o
zaman Behnke'nin bayağı dertli bir
hayatı var, demek ki," diye hüküm
kesti.
.
Charlottenburg hâlâ Berlin'deki Rusların merkeziydi. Burada kendi dünyalarını kurmuşlardı. Rus kitapçıları, berberleri ve barları olan bir dünya. Rahat etmek için tek kelime bile Almanca bilmeye gerek olmayan bir dünya. Berlinliler bu paralel evrene Charlottengrad adını takmıştı.
.
.
Seegers onu yatıştırmak için ellerini kaldırdı. "Sizi kırmak istemedim, genç dostum. Kimse savaş istemiyor. Fakat Almanya'nın birçok düşmanı var ve eğer onlar savaş isteyecek olursa, buna hazırlıklı olmamız şart. Eğer vatanımız bizleri silah altına alırsa, bu çağrıyı sizin de duyacağınızdan eminim. İnsan bir kere asker oldu mu hep asker kalır. Buna itiraz edemezsiniz. Sizin gibi adamlara ihtiyacımız var."
.
.
Berlin'e geldiğinden beri, komünistlerin, parti merkezlerini devlet düşmanlarının portreleri ve sloganlarıyla donatma cüretini göstermesi onu kızdırıyordu. Binanın cephesinde dev gibi harflerle Yaşasın Dünya Devrimi yazılıydı. Başlıbaşına bir provokasyondu bu. Bu sefer de, şu aşağıdakiler bu tür sloganları doğrudan Emniyet Müdürlüğü'nün dibine kadar taşıyordu. Daha başka pankartlarda Kahrolsun Gösteri Yasağı yazıyordu. 1 Mayıs'ta Sokaklara Özgürlük! Dev gibi bir kırmızı bezin üzerine ise, Yaşasın Sovyetler Birliği - Sovyet Almanyası için Savaşın! yazmışlardı.
.