Bir çok çizgi roman albümü ve serisine imza atmış bir çizgi roman senaristi olan Wilfrid Lupano 1971'de Fransa'nın Nantes şehrinde doğsa da çocukluğunu Pau'da ailesinin çizgi roman koleksiyonuyla iç içe geçirdi. Geniş hayalgücünü ve yazma yeteneğini her şeyden önce frp oyunlarına olan sevgisine bağlayan Lupano, edebiyat temel eğitiminin yanı sıra bir yıl Sorbonne'da felsefe okudu. Senaristlik kariyerine başlaması ise öğrencilik yıllarında geçimini sağlamak için çalıştığı barda tanıştığı Roland Pignault ve Fred Campoy ile birlikte yaptıkları Little Big Joe serisiyle oldu.
2001 yılında yayınlanan bu serinin ardından senaristliğe devam ederek Alim le tanneur, Azimut gibi serilerle büyük başarı yakalayan Lupano, aralarında Hartlepool Maymunu ve Un océan d'amour gibi ödüllü kitapların yanı sıra Les vieux fourneaux gibi çok satan serilerin de olduğu yirmiden fazla esere imza atmıştır.
Fransa hükumeti tarafından 2019'da kendisine verilen “Chevalier des arts et des lettres” nişanını hükumet politikalarından utanç duyduğu gerekçesiyle reddetmiştir.
bir ingiliz halk efsanesinden uyarlanan, ırkçılık ve şovenizm üzerine kurulu bu trajikomik hikayenin ayrıca satır aralarında, daha küçük yaştaki çocukların konuşmalarında patriyarkal yapıyı da görmek mümkün. dünya vatandaşı olmayı beceremeyen, nefretten beslenen ahmakların oluşturduğu topluluklar yaşadığımız toprakları her gün biraz daha cehenneme çeviriyor. kitabın sonunda dean william r. inge’nin dediği gibi; “ulus, atalarına dair yanılsamalar ve komşularına duyduğu ortak nefretle bir araya gelmiş bir toplumdur”.
Bu çizgi romanı almamdaki en büyük etken kapaktaki sol işâret parmağına bir kelebek konmuş olan askerî kıyâfetli maymun. Ancak ondan daha önemlisi sulu boya ve guaj melezi gibi görünen tatlı çizimler. Hani şu çizgi roman alırken çok da heveskaçırana mâruz kalmadan kabaca sayfaları çevirdiğinizde içinizi ısıtan çocuksul çizimlerden bahsediyorum.
Bir sanat dalı olarak çizgi roman türündeki eserleri sanatın hangi noktasına konumlandırmam gerektiğine dair düşünce sürecim edebiyattan yana tavır almaya başlamışken Aşk Denizi'nin battal boyunun aksine cevval ruhuyla gönüllere taht kuran kadın ana karakteri bu kanaatime kuvvetliden bir darbe indirdi. Çünkü bu çizgi romanda edebiyatın harcı