1789 Fransız Devrimi'nin çalkantıları devam ederken, İngiltere’de eşzamanlı olarak bir kadın, Mary Wollstonecraft cesur bir soru sorar: “Neden, erkek hakları?”, “Kadın hakları nerede?”
Victoria çağının üzerini örttüğü bu bağımsız kadın, 1792 yılında yazdığı Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi adlı kitabıyla adını dünyaya duyurur. O çağın kadına yüklediği mana düşünüldüğünde Mary'nin haykırışı oldukça cesurcadır. İlk feministtir Mary, kız çocuklarının kendi bedenlerini tanımasını savunur, özgür aşkı tasvir eder. William Godwin hayatının son dönemlerinde Mary'e en yakın olan kişi ve Mary Shalley'nin de babasıdır. Bu kitapta okuduklarımız eş Godwin'in anılarıdır. Kimi zaman eleştirel bir tavır takınıyor anlatırken. Özellikle Mary'nin kendisinden önce tutkulu bir aşk yaşadığı bay İmlay ile olan ilişkisini okurken şaşırdım. Zira bizim bildiğimiz Mary ile örtüşmeyen histerik, fazlasıyla duygusal bir portre çizmiş Godwin. Hatta onu Genç Wherter'in Acıları'ndaki Wherter'e benzetir ve ona 'Kadın Wherter' der. Genel olarak eşinin yaşamına karşı hassas bir tutum izler Godwin. Tutucu İngiliz toplumunda hassas olmaya mecburdur belki de. Fakat ne olursa olsun, Mary Wollstonecraft benim için yaşamış en cesur, en duygulu, en hatırlanası kadınlardan biridir.