İngiltere odaklı düşünce ve uygarlık tarihi çalışan bir araştırmacıdır. Kitapları arasında John Locke, European Political Thought, 1600-1700, Monarchies, 1000-2000, A Concise History of the World Since 1945 ve A Short History of Western Political Thought öne çıkan başlıklardır. Spellman halen University of North Carolina-Ashville’de ders vermektedir.
“Romalı devlet adamı ve filozof Seneca (MÖ 3- MS 65), belki de ölümle ilgili en akılda kalan Stoa’cı duruşu sergilemiştir. Yaşamın Kısalığı Üzerine adlı söylevinde, bizlere tahsis edilen günlerimizin uygunsuz kullanımına dair uyarıda bulunmuş ve hayatın kısalığını, evrensel kötülükle bir tutan argümanları reddetmiştir. İmparator Neron’a hocalık ve rehberlik yapan, sonra bu eski öğrencisi yüzünden kendini öldürmeye mecbur bırakılan bu filozofa göre, her insana doğanın uygun bir parçası bahşedilmiştir. Bizim hatamız, zihni meşguliyetlerimiz, oyalanmalarımız ve zamanı istemsizce kötüye kullanışımızdadır.”
Aktif ama uyuşuğuz; meşgul ama kayıtsızız; ilgili ama artan biçimde etkisiziz. Hayatlarımızı kısalttığı kanıtlanan davranışları benimsiyor ve hayat tarzımızın kötü alışkanlıklarından kurtulmayı güç buluyoruz. Kısacası yok oluşumuza giden yolu hızla kat etmeyi tercih etmiş durumdayız.
Aktif ama uyuşuğuz; meşgul ama kayıtsızız; ilgili ama artan biçimde etkisiziz. Kısacası yok oluşumuza giden yolu hızla kat etmeyi tercih etmiş durumdayız.
#kitapyorum
#ölümünkısabirtarihi
#328sayfa
Yazar tarihte ölüm üzerine kapsamlı bir çalışma çıkarmış. Geçmiş dönem de özellikle doğu kısımlar da insanların ölülerini nasıl defnettiklerini okuyunca yok artık diyorsunuz hele bir çeşit var ki okurken ağzım açık kaldı :D insanlığın tarihine de değiniyor yazar. Kitabın kapağına ve ismine bakınca farklı bir kitap bekliyorsunuz ama içine girip okuyunca bambaşka bir kitap ile karşılaşıyorsunuz. Açıkçası benim okurken hem öğrenip hem zevk aldığım bir kitap oldu.
Kitap iyi bir şekilde yazılmış olsa da bana biraz karmaşık geldi. Belirli bir düzlükte gitmesini bekleyemezdik sanırım ama bilemiyorum kafa karıştıran yanının tam nerede olduğunu bende çözemedim. Kitap ölümü pek çok yönüyle irdeliyor. Tabi bunu tarihsel olarak ele alıyor. Tarih boyunca süregelen ölüm çeşitleri, insanların ölüme fiziksel-zihinsel yaklaşımları, ölümün dinsel ve bilimsel boyutları, ölüm kavramına günümüzdeki bakış gibi çok boyutlu yönden ölüm kavramını okuyucunun kavramasını sağlayan bir kitap. Ama dediğim gibi bana biraz karışık gelen bir yanı vardı tam olarak bu karışıklığın sebebini çözemesem de. Belirli başlı olgular üzerine tarih kitabı okumayı seven insanlar için iyi bir kaynak olduğunu düşünüyorum ama bu kitabın bu kitap olmasını sağlayan referans kitapların da katkıları azımsanamaz bence. Yazar çok iyi bir araştırma sonucunda kitabı son haline getirmiş ve iyi bir iş çıkmış ortaya. Sadece boş bir kafayla iyi bir okuma gerektirdiğini düşünüyorum.
Farklı zamanlarda ve çağlar yaşamış olan medeniyrtlerin “ölüm”e bakış açılarının anlattıldı,doğal veya Tanrı tarafından “ceza” olarak gönderilen ölümleri irdeliyen başarılı bir kitap. Kitap da dört büyük kitabın ölümlere bakış açısı, islam öncesi ve antik çağlarda yaşamış insanların ölülerine ne denli yaklaştığını ve çocuk ölümlerin nasıl oluştuğunu akıcı bir dille anlatmış. Kitapta çok ilginizi çekecek bölümler var, özellikle yeni doğan kız çocuklarının İslam öncesi arap yarım adasında istenmeyen bir “unsur” olduğunu bunun yanında Yunan ve Roma’da da aynı şekilde örnekler vererek açıklamış. Kitap akıcı ve bilgilendirici felsese ve psikolojik türde makaleye ilgi duyanlara tavsiye ederim.