Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Create Post
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.36.26
Wolfgang Schorlau
Wolfgang Schorlau Reviews
You can find Wolfgang Schorlau reviews, Wolfgang Schorlau book reviews, Wolfgang Schorlau ratings on 1000Kitap.
Mükemmel Bir Politik Polisiye Daha... :))
Sürükleyici bir İtalyan polisiye romanıdır. Wolfgang Schorlau ve Claudio Caiolo'nun işbirliğiyle oluşturulan bu iki yazarlı kitap, İtalyan polisiye edebiyatının keyifli bir örneğidir..
Yazarlar, polisiye unsurları ustalıkla işleyerek okuyuculara hem gerilimli bir hikaye sunuyor hem de sosyal ve politik eleştirilere, kirli ilişkiler,
Wolfgang Schorlau'nun Polisiye Dünyasına Yolculuk
Wolfgang Schorlau'nun yazdığı “Kreuzberg Blues” emlak sektörüne odaklanan, beni hem eğlendiren hem de düşünmeye sevk eden güncel ve heyecan verici bir ticari suç romanı. İyi araştırılmış ticari suç hikayelerini okumayı seven herkese kesinlikle önerimdir....
Wolfgang Schorlau'nun kaleme aldığı bu heyecan verici siyasi polisiye, Covid-19
Oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. Şimdiki zamanda ve geçmişte anlatılan hikayelerin uyumu çok iyi idi. Hiçbir abartılı aksiyon anlatımı ya da üçüncü sınıf soğuk espri içermiyor. Keyifle okunabilecek bir polisiye dizisinin ilk kitabı gibi duruyor. Umarım sonraki kitapları da aynı seviyeyi yakalar.
Siyasî polisiye deyince de ilk akla gelen Alman edebiyatı oluyor. Volker Kutscher'in Gereon Rath'in maceraları,Wolfgang Schorlau'nun Dedektif Dengler'in maceralarını anlattığı romanları yargı, derin devlet, kolluk kuvvetleri ,uluslararasi kuruluşlar arasındaki carpik, kirli ilişkileri ortaya koyması bakımından mükemmel romanlar. Volker Kutscher ,Hitler dönemini ve Nazizmin yükselişini anlatırken, Schorlau'nun romanlarında 70 sonrası Nazi artıkları yer alır.
Münih Komplosu gerçek bir olaya dayanıyor. 1980'de Munih'de Octoberfest'de kalabalığın ortasında bir bomba patlar.13 kişi ölür, yüzlerce kişi yaralanır. Saldırıyı düzenleyen bir neonazidir. Olay münferit bir hadise denilerek kapatılır. Ancak gerçekler böyle midir? Soğuk savaş dönemi ,Nato askeri örgütü, Alman muhafazakarlar, politikacılar....hepsi isin içinde olabilir.
Romanı okurken aklıma hep 10 Ekim Gar faciası, Suruç katliamı ve secim meydanlarında patlayan bombalar geldi. Her şey o kadar tanıdık ve üzücüydü
Gerilim ve polisiye okumayı sevip de daha nitelikli kitaplar arayanlara öneririm.
Wolfgang Schorlau’yu ilk defa okuyorum. Polisiye konusunda bayağı okudum ve kitabın ana fikri de ilgi alanımdaydı zaten.
Yazarın diğer kitaplarının da kahramanı olan Georg Dengler, eski polis/yeni dedektif olarak ekonomik zorlukların yanında davalarıyla da uğraşırken kaybolan bir asker işi alır. Başlarda önemsemese de ilerleyen zamanlarda ve olaylarda ortaya çıkar ki geçmişiyle de hesaplaşması gerekecektir.
Başıboş Köpek
Keyifli bir İtalyan polisiyesi. Siyaset, mafya ve turizm terörünün iç içe geçmiş karmaşası.
Sicilyalı komiser Morello'nun Venedik’e atamasıyla başlayın olaylar…
Morello Sicilya'da mafya ve siyasetin ileri gelen adamlarının işlerine çomak sokunca can güvenliği için Venedik'e atanıyor.
Morello burada istenmiyor. O da burada olmak istemese de olaylı başlayın ilk iş günü ile dikkatleri üstüne çekiyor.
Venedik’in ünlü ve saygın ailelerinden birinin oğlu öldürülüyor. Morello, Francesco Grittieri cinayetini araştırmaya başladığı andan itibaren her adımda bir düğümle karşılaşıyor. Çaldığı her kapı kilitli. O da kendi yöntemleriyle hareket ederek olayı çözmeye çalışıyor. Onun için zorlu süreç hem olayı çözmek hem de kendini kabul ettirebilmek.
Morello asla pes etmiyor. Olayı çözüyor ve ön yargıları da kırmayı başarıyor. Gel gör ki asıl işi bundan sonra başlıyor...
Kahramanımız Dengler polislikten sonra özel dedektifliğe başlar. Kayıp kayınpederini arayan bir müşterisi yüzünden, kahramanımız kendini, hiç beklenmedik olayların içinde bulur.
Ben beğendim . Polisiye severlere tavsiye ederim.
Almanya'da Covid 19 'un gölgesinde geçen emlak spekülasyonu ve barınma hakkı mücadelesi etrafında gelişen heyecanlı bir suç romanı Kreuzberg Blues.
Berlin 'in meşhur semti Kreuzberg özelinde dar gelirli kiracıların karşı karşıya kaldığı büyük inşaat firmaları, sürekli kira artımı istemeleri ,evlerinden çıkmaları için yaptıkları baskı, çıkmayınca denedikleri iğrenç yöntemler ve sonrasında salınan büyük farelerin bir dairedeki bebeği yaralamalari ve sonrasında özel dedektif Dengler'in olaya dahil olmasıyla gelişen olaylar politik polisiye nasıl olurun en güzel örneği. Alman yazarlar bu konuda çok iyi. Bir Volker Kutscher ,bir Wolfgang Schorlau.
Romanın arka fonunda yeni yeni ortaya çıkan corona virüs,maskeler,sokağa çıkma yasakları,insanların ellerinde tuvalet kağıdı paketleriyle dolaşması (en anlamadığım durumlardan biri),aşı karşıtları, komplo teorisyenleri(dünyayı beş aile yönetiyor. Hep onların başından çıkıyor bunlar. Bill Gates Dünya Sağlık Örgütü 'nü satın aldi) gibi pek çok alt metinde mevcut.
Güncelle bağını koparmayan bu kitap gerilimin en iyi örneklerinden okuyun.
Almanya İç İşleri Bakanı Müsteşarı Charlotte von Smoltke, aşırı sağ görüşlü NPD'nin kapatılması için çalışma yürütmektedir. Bu kapsamda bu partinin yasadışı faaliyetler ve şiddet eylemleriyle ilişkisini araştırmak üzere BKA birimini görevlendirir. BKA yöneticisi Schneider ise eskiden polis olan fakat halihazırda dedektiflik yapan Georg Dengler'i 1980 yılında Münih'te Oktoberfest'te yaşanan, ölüm ve yaralamalara neden olan, Almanya tarihinin en büyük şiddet eylemlerinden biri olan patlamayı tekrar incelemesi için görevlendirir.
Dengler olayı inceledikçe bir devlet kurumu olan Anayasayı Koruma Teşkilatını rahatsız etmeye başlar...
Holywood tarzı aksiyon filmlerini andıran bir kitap...
219 syf.
5/10 puan verdi
Yazarın İletişim yayınlarında tercümesi çıkan Georg Dengler serisinin dördüncü kitabı. Alman polisiyesi olması çok ilgimi çekmişti. İlk üç kitabını gayet heyecanla okumuştum. Bunun kurgusu ise gayet sıradan. Herhalde bu seriyi artık okumayacağım.
Mavi Liste - kitap önerisi
Başrolde polislikten ayrılmış ve özel dedektif olarak hayatını sürdürmeye karar vermiş Georg Dengler var. Teşkilatın yükselen yıldızlarından biri iken yaşadıkları zaman içerisinde onu yaptığı işten uzaklaştırır.
Özel dedektif olarak eşini aldatanların peşine düşeceğini zannederken yıllar önce ortadan kaybolmuş bir bilim insanı ve aile babasının peşinde bulur kendisini... Bu kayıp arama hikayesi hiç ummadığı yerlere evrilecektir.
----------------------
Hızla ilerlemiyor olmasına rağmen yazarın o kadar akıcı bir dili var ki sayfalar resmen akıp gidiyor.
Kitabı daha iyi anlamak için, olay örgüsünün yaşandığı dönemi en azından genel hatlarıyla bilmekte fayda var. Berlin duvarının yıkılışı, Sovyetlerin dağılışı gibi tarihi gelişmeleri aklınızın bir köşesinde tutarak okuduğunuzda kızıl ordu fraksiyonunu da yapılan eylemleri de daha iyi anlıyorsunuz ve bu kitaptan aldığınız zevki kat kat artırıyor.
292 syf.
9/10 puan verdi
“Saik” Arapça kökenli bir sözcük olup sebep, neden, güdü anlamına geliyor. ‘Münih Komplosu’, gerçek olaylara dayanan bir kurgu. Wolfgang Schorlau’nun Münih Komplosu faili meçhul cinayetlerin failleri hakkında bir roman. “Derin devlet”in ilişkilerini, neonazilerin varlık sebebini araştırıyor.
Schorlau’nun Mavi Liste romanından tanıdığımız emekli polis, özel detektif Dengler bu kez 1980’de Münih’te geleneksel Ekim Festivali’nde (Octoberfest) 13 kişinin ölümü, iki yüzden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırının gerçek faillerini arıyor. Hem de otuz yıl sonra. Dengler “Ardında bir saik olmayan suç yoktur” düsturu ile çalışan Alman Federal Polis Teşkilatı BKA’dan emekli olmuş bir polistir. Yıllar sonra kendisinden bu olayı araştırması istendiğinde çok şaşıracak ama kabul edecektir.
Ben bu tarz polisiye romanları sevdiğim için, severek okudum. Kitapta Dengler' in yaşam tarzı, olaylara bakış açısı, arkadaşlarıyla ilişkisine de yer verilmiş. Yalnız çok fazla isim ve diyalog var. Almanca yoğun kullanıldığı için okunması çok kolay değil.
Ama bence ‘Münih Komplosu’, hem okuması keyifli bir polisiye roman hem de düşündürücü sorular sorduran bir yakın tarih incelemesi.Eğer siyasi polisiye seviyorsanız bu kitap tam size göre.
Wolfgang Schorlau, Almanya’da devletin ve daha derinlerdeki devletin asli sahibi zehabıyla kendini memur kılmış bir kadronun, Alman toplumunu tehlikelerden korumak gibi sığ, soğuk savaş yıllarının anti-komünist DNA’sı ile Nazi genlerinin ortak bileşkesi ile forme olmuş bir grup psikopatın, salt devlet denilen aygıtın iktidar mercilerini işgal etmiş olmalarından ötürü kullanma yetkileri bulunan zor – baskı – imha – tenkil politikalarının nasıl demokrasi adına kullanılageldiğinin yazınsal düzlemde en yetkin ifadelerinden biridir. Bu iç çürümüşlük salt Almanya’ya özgü değildir; roman üçlüsündeki olayların tamamı Almanya’da geçiyor diye Almanya devletinin vebali deyip geçemeyeceğimiz, modern devlet – demokrasi – sınırlar; haddini bil, mesafe ve ikazıdır. Haddini bilmezsen, sınırları aşarsan şu ve şu mekanizmalarımız işlemeye başlar ki bu da boğulman, imha edilmen demektir, gibi zımni mesajı telgrafın tellerine kuşlar konsa da iletmiş olur.
Şu halde; devlet denilen makinenin, hangi yağla soslanmış olursa olsun, cibilliyeti, dünyanın her yerinde budur, demek mübalağa değildir.
Başıboş köpek-Wolfgang Schorlau - Claudio Caiolo
Keyifli bir İtalyan polisiyesi. Siyaset, mafya ve turizm terörünün iç içe geçmiş karmaşası
Sicilyalı komiser Morello'nun Venedik’e atamasıyla başlayın olaylar.
Morello Sicilya'da mafya ve siyasetin ileri gelen adamlarının işlerine çomak sokunca can güvenliği için Venedik'e atanıyor.
Morello burada istenmiyor. O da burada olmak istemese de olaylı başlayan ilk iş günü ile dikkatleri üstüne çekiyor.
Venedik’in ünlü ve saygın ailelerinden birinin oğlu öldürülüyor. Morello, Francesco Grittieri cinayetini araştırmaya başladığı andan itibaren her adımda bir düğümle karşılaşıyor. Çaldığı her kapı kilitli. O da kendi yöntemleriyle hareket ederek olayı çözmeye çalışıyor. Onun için zorlu süreç hem olayı çözmek hem de kendini kabul ettirebilmek.
Morello asla pes etmiyor. Olayı çözüyor ve ön yargıları da kırmayı başarıyor. Gel gör ki asıl işi bundan sonra başlıyor...
Afganistandaki terörle savastan dönen bir Alman askeri, agir travmalariyla, tehlikeli islere girmis olabilir mi Schorlaudan yine cesur bir siyas polisiye. Alman ordusunun Afganistandaki görevinden dönüste travma sonrasi daginiklik yasayan, öfke nöbetleriyle saldirganlasan, psikiyatrik tedavi gören bir gedikli bascavus, ortadan kayboluvermistir. Askerin karisi, özel dedektif Georg Denglerden yardim ister. Bascavusun polisce de arandigi ortaya cikar. Buna karsilik ordu, kayip askerini aramakla pek ilgilenmiyor gibidir. O ara, birtakim esrarengiz cinayetler de isleniyordur... Bu karanlik vakanin arka planinda, dönüp dönüp Afganistanda aslinda neler olduguna bakiyor, roman. Elit birlik, pusular... Almanyadaki, Italyadaki birtakim magaralar ve Talibanin magaralari... Dedektifimiz, garip baglantilarin, zekayi fazla mesaiye zorlayan ipuclarinin pesinden gidiyor. Bir yandan da, artik okurun ahbap olmaya basladigi dedektif Denglerin özel hayati, duygu karmasalari, sevgilisiyle tutkulu iliskisinin pesinden... Almanyada polisin adalet ugruna fedakarca hizmetine övgü düzmek yerine, toplumdaki adaletsizlikleri ciddiye alan bir polisiye yazarinin da olmasi harika bir sey. Iste bundan ötürü, Kavuran Sogukta da iyiler kazanmiyor.