1937 yılında Manisa-Salihli'nin GÖKEYÜP köyünde doğdu. İlk okulu kendi köyünde bitirdikten sonra öğretmeninin ısrarlı istekleri üzerine babası onu şehre gönderip okutmak istedi. Ancak, mâlî-mâddî imkânları elvermediği için buna muvaffak olamadı. Küçük YAMAN, babasının keçi sürüsünü gütmek üzere çobanlığa başladı.
Ne var ki, Gökeyüp köyünün yeşil ve serin dağları ona adeta zindan geliyordu. Bir şekilde kaçıp, şehirde tahsilini devam ettirmek için plânlar düşünmeğe başladı. Bu maksatla tasarladığı bir plân gereğince, Salihli'nin pazarı olan bir Çarşamba günü gütmekte olduğu keçi sürüsünü dağda bırakarak şehre geldi.
Pazar için şehre gelmiş bulunan köylülerinden, 6 kişiden 10'ar liradan 60 lira borç para alarak İstanbul'un yolunu tuttu. Orada; yokluklar, zorluklar ve sıkıntılar içinde, ortaokulu Beyoğlu Ortaokulu'nda, liseyi de ülkemizin seçkin liselerinden olan Kabataş Erkek Lisesi'nde okudu.
Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi ve Filoloji Bölümünü bitirdi. 1967–1987 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde yazarlık yaptı. Bu arada telif-tercüme, yirminin üzerinde esere imza attı. En kapsamlı çalışmasını ise YÛNUS EMRE üzerine yaptı.
Hâlen ülke meseleleri ile ilgili çeşitli projeler üzerinde çalışmalarını devam ettirmektedir. Evli ve dört çocuk babasıdır. Arapça, Farsça ve İngilizce bilir.
İnsanoğlu umûmiyetle, güzel amelleri dâimâ geriye atar. Yâni, <<sonra işlerim. Nasıl olsa daha ömrüm çok!>> gibi kuruntularla, ölümden sonra kendisine faydalı olacak sâlih amelleri bir an önce ve ömrü boyunca işlemeyi ihmâl eder.
Dört şey vardır ki kimde bulunursa ona dünyanın da ahiretin de saadeti verilmiş olur. Bunlar:
1) Allah’ı zikreden bir dil.
2) Allah’a şükreden bir kalp.
3) Sabırlı - tahammüllü bir beden.
4) Saliha bir zevcedir.
Hz. Muhammed (s.a.s)
Allah’tan başka ilah yoktur. O, birdir. Ortağı yoktur. Bütün kainat O’nundur. Hamd, O’na mahsustur. O, hem diriltir, hem de öldürür. Kendisi ise ezeli - ebedî diridir. Asla ölmez. Bütün hayırlar O’nun kudret elindedir, O, her şeye gücü yetendir.
KİTAP TAVSİYEM
ALINTILAR
Türk Milleti demek,Türk dili demektir.Türk demek,Türk dili demektir.Türk demek Türkçe demektir.Türk dili,Türk Milleti'nin kalbidir,zihnidir...
Ortada Türkçe yoksa,Türk de yoktur...
Dilimiz Türkçe,Türk Milleti olarak bizim varlık ve bekâmızın bir numaralı temel taşı ve temel direğidir.
Artık
Afedersiniz , özür dilerim
KİTAP TAVSİYEM
ALINTILAR
Yûnus Emre,gerçek bir Türk şairidir.O,Türkçe'nin şairidir...
Vuslat,Sevenin sevdiğine kavuşması,sevenin sevgilisine kavuşması demektir.
Seven...Sevilen...Sevgi
SevenKuldur
SevilenAllah'dır
SevgiKişiyi Allah'a kavuşmaya sevkeden unsurdur...
Allah'a ulaşmanın yolunu açan iki hususiyet,iki temel unsur şunlardır:
1)Her hâl ve
Kitapta Azraile meydan okuyan iki büyük Türk anlatılmaktadır. Bu kitaptaki meydan okumak tabi ki şirk olan meydan okuma değil, sıddıklık mertebesindeki ölüme karşı sevinç duyma hissiyatıdır.