Yeşim Gökben Özmen

Popüler Kültürün Politik Yüzü author
Author
3.0/10
1 People
5
Reads
1
Likes
366
Views

About

Title:
Dr.

Readers

1 readers liked.
5 readers read.
1 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Yönetimin ”istekler, hedefler, ilgi alanları ve inançlar doğrultusunda çalışarak’ insanları yönetmenin şekillendirilmesi biçimindeki bir faaliyet olduğuna işaret eden Dambrin ve Lambert, belirli tipte insan modelinin ’mükemmeliyet’ gereksinimlerini kendi ayakları üzerinde duran ve sorumluluk sahibi bireyler şeklinde tanıtılırken bu tanıma uyan kişilerin de güzelliklerinin ön planda olduğunu ve de bu güzelliğin de Baudrilliard'ın ’artık güzel olmanın doğal veya kalıtım, ahlaki güzellik değil, kendilerine en az ruhlarına baktıkları kadar iyi bakan insanların ellerinde olduğu' sözleriyle tanımlarlar. Bu bağlamda Dambrin ve Lambert’ i (2016) desteklercesine gelişen modern dünyanın insanının kendisine iyi bakmak için ve kendisi için istediklerini listenin başında tutmak için' çaba sarf eden insanları besleyen bir dünya haline geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Baudrilliard’ın modern çağın bireylerinin kendi bedenlerini narsisist bir yaklaşımla yatırım yapılması gereken bir şey olarak gördüklerini söylemesini de işaret eden Dambrin ve Lambert, yıllarca araştırmacıların göz ardı ettiği moda ve güzellik kavramlarının başta bu neden olmak üzere bir sürü nedenden ötürü güncellik kazandığını söylerlerken, seçime söz konusu olan birimin modern topIumun kendini beğenme, değerli, farklı hissetme güdülerini tatmin edebilecek bir düzeye getiren marka yöneticilerinin tüketimi, tercihi düzenleyici kişiler konumunda olduğunu da eklerler.
Cedric Biagini tarafından derlenen söyleşide (Nisan 2005: 88) François Brune ”çağa tapınma”dan söz eder. Tüketimi çağa karşı duruş olarak gören Brune, tüketimin bir anlamda çoğunluğun etrafında toplandığı ve yazılı olmasa da kabul edilen kuralların, takip edilen ritüellerin olduğu bir tür ’dine' dönüştüğü yapılanmada iletişim araçlarından güncel olarak yayılan her olgunun 'çağdaş’ olarak görüldüğü, toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenen bu ’çağdaşlık’ imgelerinin yarattığı tutsaklıkta bu imgeleri kullanmamak veya karşı olmak 'çağ dışılığa', genele uymamak ise kendinin yok sayılmasını kabule kadar varan değerlendirmeler olduğunu ifade eder. Kitleler hangi sınıftan olursa olsun kendi aralarında geliştirilen akıma farkında olmadan da olsa uyma zorunluluğu taşırlar. Aynı mahallede yaşayanların benzer model veya renkte araba ku!Ianması, belirli markaların özenilmesi normal belirli modellerin ise demode sayılması ve bunun da herkes tarafından kabul edilmesi gibi. Yeni sezonun renk ve modellerinin önceden açıklandığı giyim kuşam ise artık normalleşmiş bir tutum olarak neredeyse 'açıklandı mı?’ sorusunun sorulmasını bile kabullenebilecek bir günlük diyalog içindedir.
Reklam
Reklam