Yüksel İsak

Atatürk'ten Anılar yazarı
Yazar
7.4/10
8 Kişi
27
Okunma
0
Beğeni
1.776
Görüntülenme

Yüksel İsak Gönderileri

Yüksel İsak kitaplarını, Yüksel İsak sözleri ve alıntılarını, Yüksel İsak yazarlarını, Yüksel İsak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tedirgin Baba, birlikte köprüden geçmekte olan kızına "Tatlım elimi tut da nehre düşmeyesin " dedi. Küçük kızın karşılığı şaşırtıcıydı. "Hayir baba sen benim elimi tut". Şaşkın baba sordu: "Farkı ne kızım"? "Çok fark var baba".Diye yanıtladı küçük kız. Eger ben senin elini tutarsam ve bana bir şey olursa senin elini bırakabilirim. Ama sen benim elimi tutarsan, biliyorum ki her ne olursa olsun SEN BENIM ELIMI BIRAKMAZSIN ...
96 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kısacık kısacık anılar... Kitaplığın bir köşesinde buldum. Beğendim. Atatürk’ün anılarına dair kitap almayı planlıyorsanız bu kitabı değil, daha fazla anılı bir kitabı tercih etmelisiniz.
Atatürk'ten Anılar
Atatürk'ten AnılarYüksel İsak · Kültür Kitap Sarayı · 20089 okunma
Reklam
Bir De Onbaşım Görsün
Bir gün askeri bölgeye giderken otomobili bozuldu. -Yürüyelim, otomobil yapılınca arkadan gelsin, dedi. Atamızla arkadaşları yürüdüler. İlerde. Mehmetçik bağırdı: -Dur. Kimsin? Durdular, mehmetçik geldi: -Buralara Atamız gelecek. Geçmek yasaktır. Ata güldü: -İyi bak, Atatürk bana benzer mi? Mehmetçik baktı, gözleri parladı. -Benzemeye benzer ama, askerlik bu, bir de onbaşım görsün, dedi.
İngiliz Kralı’na Verilen Ziyafet
...Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral’a eğilerek: -Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim.
Türk Genci Nasıl Olmalı?
Türk genci, inkılâpların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten fazla inanmıştır. Rejimi ve inkılapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük kıpırtı ve hareket duydu mu; ‘Bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, adliyesi vardır…’ demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla... Nesi varsa onunla eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis, henüz inkılap Cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünecek, fakat asla yılmayacaktır. Mahkeme, onu, mahkum edecektir. Yine düşünecek: ‘Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek gerekli.’ Onu, hapse atacaklar! Kanun yolunda itirazlarını yapmakla beraber, bana, İsmet Paşa’ya, Meclis’e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını istemeyecek... Diyecek ki: ‘Ben, kendi kanaatimin gereğini yaptım. Müdahale hareketinde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amillerindüzeltmek de benim görevimdir!’ İşte, benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği… Gazi Mustafa Kemal Atatürk
-Nine, ne istiyorsun? -Hiç, hiçbir şey. -Ya neden burada duruyorsun? -Onun gözlerini görmek için çıkmasını bekliyorum. -O dediğin kim? Gazi Paşa. Sonunda hikayesini anlattı ve dediki: -İşte böyle, ara sıra çok bunaldıkça buraya gelirim. O, Millet Meclisi’nden çıkarken gözlerine bakarım. Mavi gözlü bebeklerinde bütün şehitlerimin gözlerini görür gibi olurum. Sonra içime bir ferahlık dolar, kalkar köyüme giderim.
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.