Yuniya Kawamura Posts
You can find Yuniya Kawamura books, Yuniya Kawamura quotes and quotes, Yuniya Kawamura authors, Yuniya Kawamura reviews and reviews on 1000Kitap.
Modanın ne olduğunu daha açık bir şekilde kavramak için moda ve giyim arasındaki farkı anlamak ve yine modanın bir kavram olarak moda ve bir pratik ya da olgu olarak giyim modası şeklindeki iki anlamını bir arada düşünmek elzemdir.
Sayfa 17
Brenninkmeyer, modayı toplum içinde belirli bir zamanda benimsenen giysinin hakim
kullanımı olarak tanımlamıştır.
Kimse yaratıcı olarak doğmaz ama yaratıcı olmak suretiyle yaratıcı olur.İnsanlar moda
olduğuna inandıkları kıyafetleri giyerler.
Sosyolojik teorideki önemli bir tartışma konusu da bireyler ve sosyal yapı arasındaki ilişkidir. Sözü edilen tartışma yapıların, bireylerin yapıp etmelerini nasıl belirlediği, yapıların nasıl yaratıldığı ve bireyin yapısal kısıtlamalardan bağımsız bir biçimde eyleme kapasiteleri, eğer varsa, bireyleri nelerin sınırladığını, diğer bir deyişle, insan edimi üzerindeki sınırların ne olduğu etrafında döner.
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Yapısal bir bağlamda bir sonuca varan bir süreç ya da mekanizma başka bir yapısal bağlamda aynı sonucu vermeyebilir. Bu nedenle, sadece bir moda defilesi düzenlemek bir şehri moda merkezi haline getirmez. Paris'in imajının sürdürülebilmesi için tarih boyunca özellikle uğraş verilmiştir, bu nedenle şehir moda başkenti olmayı sürdürmektedir.
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Modanın üretim süreci giyim olan şeyden açık bir biçimde ayrılmalıdır, çünkü giyim hemen modaya dönüşmez. Modabilimi genel anlamıyla moda üretimini ele alır, ancak moda tüketimini dışlamaz, çünkü üretim ve tüketim, birbirini tamamlar.
Sayfa 71 - Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Blumer Paris'teki mevsimlik defilelere katılarak alıcıları ve gazetecileri eninde sonunda tüketicilere sunulacak olan tarzları seçerken gördü. Böylece moda alıcılarının moda kamusunun nasıl kasıtsız vekilleri olduğunu gözlemledi. Ve şöyle dedi: "Tasarımı modaya uygun yapan şey elitlerin prestiji değil, elitlerin prestijinin kendisine eklenmesine izin veren tasarımın modaya uygun olmaya elverişliliği ya da potansiyelidir. Tasarım moda tüketen kamunun yeni başlayan beğenisi yönünde olmalıdır" (1969a: 280).
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Bu daha mantıklı
Blumer bir "yukarı damlama'' teorisi varsayar ve modanın inşasını tüketicilere tevdi eder. Ancak moda, modadan dışlanmaları imkansız olsa da tüketicilerden daha fazlasını kapsar.
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Blumer gibi Davis ( 1 992) de sınıf ayrımı modelini reddeder ve klasik teorisyenler tarafından kullanılan bu modelin miadını doldurduğunu ileri sürer; çünkü insanların neyi nasıl giydiği onların sosyal statülerine dair birçok şeyi açığa çıkarmasına karşın giysinin ilettiği sadece bu değildir ve birçok koşulda iletilen en önemli şeyin bu olduğu anlamına da gelmez. Davis, modanın kendini dile getirdiği yerin sosyal kimliklerimizin kolektif yönleri olduğu görüşünde Blumer'le hemfikirdir. David'in odaklandığı nokta, modern toplumdaki moda/giyim ve bireysel kimlik arasındaki ilişkidir. Davis'e göre birinin kimliği çeşitlendikçe, modanın anlamı da belirsizleşir, ki bu görüş postmodern düşünce ile aynı çizgidedir. Davise göre:
Sosyal kimliklerimiz nadiren bizim seçtiğimiz sabit karışımlardır. Sosyal ve teknolojik değişimler, yaşam döngüsündeki biyolojik eksilmeler, ütopya öngörüleri ve felaket koşulları tarafından kışkırtılan kimliklerimiz sonsuz bir biçimde kendimizde vuku bulan sayısız gerilimi, çelişkiyi, kararsızlığı ve karşıtlığı mayalandırır. Modayı besleyen de kolektif bir biçimde deneyimlenen, bazen tarihsel olarak tekerrür eden bu kimlik kararsızlıklarıdır. (1992:17)
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Elit bir sınıfın görünümde kendini ayrık tutma çabaları moda hareketinin içinde yer alır, onun nedeni değildir. ( ... ) Moda mekanizması sınıf ayrımının ve sınıfsal öykünme ihtiyacının sonucu olarak değil, moda olmaya, itibar sahibi olana ayak uydurmaya, değişen bir dünyada ortaya çıkan yeni beğenileri vurgulamaya dair bir isteğin sonucu olarak ortaya çıkar.
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Moda, görünür ya da dokunulabilir değildir ve bu nedenle giyimi sembolik bir sunum olarak kullanır. Sembollerin üretimi vurguyu kurumların dinamik etkinliğine konumlandırır.
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu
Tasarımcıların katmanlaşma sistemi içindeki konumu ürettikleri ürünlerin statüsünü belirler. Zaten takipçilerine yansıyan da tasarımcıların sosyal statüleridir.
Ayrıntı Yayınları 05/2016 Birinci Basım: PDFKitabı okudu