Takip edenin kim olduğunu ya da birinin Yaver'i gerçekten takip edip etmediğini merak ederek kitabı bitirdim. Bu süre zarfında Yaver'in hayatındaki kaçışları, sırları, aşkı, kızgınlıkları, merak ve boşvermişlikleri de yaşattı yazar. Ama hala kitabın başında kendini gösteren takipçinin kim olduğu merakı canlılığını koruyordu.
Kitap bitti. Hem de hiç beklenmeyen bir şekilde bitti bana göre. Yaver bir uçuruma sürüklendi, boşlukta bilinci ile bir monoloğa girişti ama sonunda gitti Yaver. Gittiğinde ve kitap bittiğinde birçok soru doğdu önce. Mesela bir "Eee?" sorusu çıktı. Nerede takipçi, ne oldu arkadaşlarına, komşusuna, sevdiği kadına ve henüz hayata atılmadan önce öğrendiği büyük gizin ardından kopması muhtemel fırtınalar nerede?
Sanki bir boşluk, büyük bir boşluk bırakarak bitirdi kitap kendini. Bir basitlik var gibi geldi. Ardından hazmetme süreciyle birlikte "Vaay!" nidası kendini gösterdi. Takipçinin kim olduğu belli oldu bu nidadan hemen önce. Bir kaçış ile bir dönüş arasında Yaver'in tüm yaşantıları onu tanımamız içindi. Kendi iç sesiyle, bazen arkadaşlarıyla. Dönüş, onun kaçtıklarından kurtulması olacaktı varabilseydi kaçtığı yere.
Yaver'in kaçışı kendinden değildi sadece. O, ailenin ve toplumun yerleşik kalıplarından kaçıyordu. Kaçtı, kaçtı ama hesaplaşma, yüzleşme zamanı da gelmeliydi. Belki de Yaver artık kaçışını sonsuza götürdü uçurumda.