Güneşli ,güzel bir kış gününden herkese merhabalar. @olimposyayinlari baskısından uzun süre etkisinde kaldığım Özgürlüğe On Altı Adım eseri ile geldim. Yine mülteciler yine acı dolu hayatlar.
Suphi. Mülteci kampında dünyaya gelmiş, annesi ve kız kardeşi ile tel örgülerle çevrili kısıtlı bir alanda yaşam mücadelesi veren küçük bir çocuk. Hayatları belirli bir alanla sınırlı ve tellerin diğer tarafında ne olduğu konusunda hiçbir fikirleri yok.
Ama hayalleri ve annesinin anlattığı hikâyeler Gece Denizi adını verdiği büyülü dünya ile her gece farklı alemlere gider.
Jimmie. Annesini kaybedip babası ve kardeşi ile hayatına devam eden bir kız çocuğu. Annesine ait hatıra defterini yanından hiç ayırmaz. Ama okuma yazması henüz olmadığı için malesef defterin içinde neler olduğunu bilmez. Sabırsız ve bir o kadar da cesur bir kızdır Jimmie.
Ve ikisini bir birinden ayıran tel örgüler. Biri hapis tarafında iken diğeri özgürlük tarafında. Aralarında ise sadece on altı adım vardır.
İki ufak çocuğun tanışması, yaşanılanlar , dostlukları, kayıpları.
Gözyaşları eşliğinde okuduğum çok etkili bir eser oldu benim için.
Gözümüzü kapattığımız gerçekler.
Eli, Quenny, Oto, Anka ve diğerleri.
Bambaşka hayatlar, hikâyeler.
Ve kitap bittiğinde içimde kalan kocaman bir boşluk ve gözyaşı. Çok ama çok güzeldi. Gerçek hayata dayanan bu güzel hikâye mutlaka olsun kitaplığınızda.
Mutlu, huzurlu bir gün olsun.
Sevgim üzerinize...