1978 yılında Kırklareli'nin Karahamza köyünde doğdu. İlkokul 5. sınıfa kadar köyde, 5. sınıfı ise ailesi 1987’de Bursa’ya göç edince Kamil Sarıaydın İlkokulu’nda okudu. Ortaokulu Küçükbalıklı’da okuyup lise öğrenimini Bursa Ticaret Lisesi’nde tamamladı. 1994 yılında girdiği Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Öğretmenliği bölümünden 1999 Ocak ayında mezun oldu. Bursa’da yaklaşık 10 yıl dershanelerde öğretmenlik yapan yazar 2008’de MEB’e atandı. Şu an Bursa’da bir lisede öğretmenliğe devam etmektedir. 1993 yılından itibaren Ulu Cami hakkında edinmeye başladığı bilgileri 1999 sonrası daha detayına inerek araştırmaya başladı. Özellikle de Ulu Cami’de var olan hat yazılarını tek tek okuyup manalarını kaydetmeye ve bunları belli bir güzergâhla anlatmaya başladı. 2002 Mayıs’ından beri Ulu Cami’de özellikle Cumartesi ve Pazar sabah namazlarından sonra çeşitli gezi gruplarına rehberlik yapan yazar, şu ana kadar on binlerce insana Ulu Cami’yi ve Bursa’yı tanıtma imkânı buldu. Kaynak Yayınlarından 2005 yılında “Bir Hüsn-i Hat Sergisi Bursa Ulu Cami” adıyla prestij bir kitabı yayınlanan yazarın Bursa üzerine yayınlanmış gezi kitapları da bulunmaktadır.
Çeşitli dergilerde makale ve araştırmaları yayınlanan yazar, ayrıca “Sanal Bursa Gezisi”, “Çanakkale Zaferi”, “İstanbul’un Fethi ve Fatih” “Osmanlı’da Peygamber Sevgisi” gibi bazı konularda konferanslar vermektedir. Bursa ve Tarih ile ilgili çalışmalarına devam etmekte olan yazar evli ve iki çocuk babasıdır.
Sülüs Yazı
Harflerin 4/6 musattah (düzümsü), 2/6 müdevverdir (yuvarlağımsıdır).
Sülüs lügat manası üçte bir demektir. Niçin bu adı aldığı hususunda çeşitli görüşler varsa da akla rn uygun olanı, harflerin üçte iki kısmında düzlük, üçte bir kısmında meyil hakim olduğu görüşüdür. Ortalama kalem kalınlığı 2-3 mm. dir. Kalem kalınlığı 3 mm’yi aşınca yazı celîleş-meye başlar. Kalem kalınlığı, serçe parmağı kalınlığına ulaşınca yazı celî adını alır. Ulu Cami’de en çok bu yazı çesidi kullanılmıştır.
Kûfi Yazı
Harfler hem düz, hem köşelidir. Hz Ali (r.a) döneminde Kûfe şehrinde geliştiği için bu adı almıştır. Hem el ile, hem de cetvel ile yazılabilir.
Kur’an-ı Kerim’i en iyi şekilde okuyabilme çabaları “tecvid ilmini” ve bir çok Kur’anî ilimlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Aynı inanç ve saygı ile Kur’an-ı Mucizü’l - Beyan’ı en güzel yazma gayretleri de hat sanatımızı ortaya çıkartmıştır. Buna bağlı olarak tezhip, ebru,cilt sanatları doğmuş, hatta kağıtçılık, mürekkepçilik bile bir sanat kolu haline gelmiştir.
Kur’an-ı Kerim, okuyu yazmaya büyük önem verir. Nitekim, Cenab-ı Hakk’ın insanlığa ilk hitabı “oku” emridir. Bunun gibi yazı vasıtası olan kalem de okumak kadar üstün görülmüş ve methedilmiştir.
“Yaratan Rabbinin adıyla oku
İnsanı yapışkan bir hücreden yaratan,
Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
Kalemle yazmayı öğretendir.
İnsana bilmediklerini öğretendir.”
(Alâk, 1-5)
Sert ceviz ağcından hiç çivi ve yapıştırma malzemesi kullanılmadan geometrik parçalar birbirine geçirilerek yapılmıştır.
Küçük geçme panoları, geometrik örnekli korkuluk şebekeleri, kitâbe ve tâcının yapımında kündekâri tekniği ( birbirine geçme küçük parçalar) kullanılan bu muhteşem minber için Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde “Çiçek resimleriyle yazılarını, cihan ressamları toplansa yapamazlar, örneği yoktur.” der.
Ek Bilgi;
Mihrapta Güneş Sistemi 9 gezegen yer almaktadır. Ulu Cami’nin minberi 1399 yılında inşa edilmiştir. Güneş sistemi ve gezegenlerin konumlanması hala gerçeğe uygun olup olmadığı tartışılırken bunun yanında Galileo “Dünya yuvarlaktır” dediği tarihler 1600 ‘lü yıllardır. (!) Ve son gezegen Pluton 1930’da tespit edilmiştir. Bu eserdeki detaylar ilim ile dinin birlikteliğinin öneminide göstermektedir.
Tuğra
Türklerin geliştirdiği bir yazı biçimidir. Önceleri ferman, berat, vakfiye gibi yazılı evrakların baş kısmına konan tuğranın zamanla kullanım alanı yaygınlaşmış, mühürler, paralar, pullar ve kitabelerde kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı padişahlarının -baba adıyla beraber- ismini ve “el -muzaffer daima” dileğini taşıyan tuğraları her padişahla beraber değiştirilir ve yeni padişah tahttan ayrılana kadar devam ederdi. Ayrıca bu yazı biçimiyle ayet, hadis ve güzel sözler de yazılagelmiştir. Ulu Cami’nin güneybatı köşesindeki tuğra da; “Şefâati li ehli’l-kebâiri min ümmetî” “Benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenleredir” hadis-i şerifi yazılmıştır.
Muhteşem bir eser özellikle Ulucamiyi seviyor hakkında detaylar öğrenmek istiyorsanız mutlaka okuyun. Bende bulunan:
BİR HÜSN-İ HAT SERGİSİ BURSA ULU CAMİ
Zafer İhtiyar
Kaynak Yayınları
Kapağı biraz daha farklı…
Kitapta tarihi, mimariyi, aldığı hasarları ve onarımları, çevresi, hat eserlerinin görselleriyle beraber açıklamaları bazılarının