Daha önce son derece kendinden emin, yaşamın anlamını çözmüş ve artık ölse de gam yemez bir tavrı varken, o dakika ve sonrasında yaşadığı post deprem anıları onu tekrar dibe çekmişti.
Bu devirde mükemmel görünümlü insandan korkacaksın. Kim bilir içinde ne manyaklıklar var da mükemmel görünmeye o kadar vakit harcıyor. İyidir böyle biraz denge sorunu olması, ölçeriz, içeriz bir şekilde anlaşırız.
Descartes'ın diğer bir güdüsü ise kuşku duymaktı. "Hakikat için kuşku duymak gerekir." dedi. Kuşku duymayı o kadar ilerletti ki "Şu anda rüyada olabiliriz hatta hiç yaşamıyor olabiliriz" şeklinde kuşku da son noktalara ulaşmıştır. Böyle ekstrem ve tuhaf düşünceleri her zaman ilgimi çekmiştir hocam. Descartes'ın "Düşünüyorum o hâlde varım" cümlesi aslında " Kuşku duyuyorum, öyleyse varım" şeklinde olmalıydı bence.
Bilginin ve bilimin kökenini, gelişimini anlatan hem felsefik hemde roman tadında bir kitap.
Kitap aslında ilk önce deneme tarzında yazılıp sonradan roman tarzına dönüştürülmesiyle başlıyor. İlk başladığımda roman tarzına dönüştürülecek olması özellikle içinde felsefe olan bir şey roman olacaksa işin içine olay da girerse çok keyifli bir kitap olur diye düşündüm çünkü bir yandan bilgi aktarıp bir yandan sürükleyici hikaye aktaran kitapları çok severim. Kısmen de öyle oldu. Eğer içindeki hikaye ve kurgu daha heyecan verici olsaydı çok daha iyi olabilirdi.
Yazarımız felsefeyi daha doğrusu bilim felsefesini kronolojik bir sırayla tümevarım yönteminin de babası olan Francis Bacon'la başlamış yazmaya. Descartes, Locke, Spinoza, Leibniz, George Berkeley gibi felsefenin devleriyle devam etmiş. Bilimin gelişim evrelerini, kim kimden etkilenmiş, hangi düşünür hangi filozofun fikirlerine karşı çıkmış, bilim felsefesi ile ilgili kavramları, bu kavramları ortaya atan filozofları, yaşadıkları dönemlerle beraber sunmuş. Çokta keyifli bir kitap olmuş, felsefe meraklılarına kesinlikle tavsiye ederim. Bu kitabı bana hediye eden
‘'Bilginin kökeni, imkânı ve serüvenini, bilimsel bilginin gelişimini, bilimin felsefesini akıcı bir dille kaleme alarak hikâye tadında sunan bu romanı okurken hem bakış açınız değişecek hem de keyifli zaman geçireceksiniz. ''
Tabi ki bu zaman diliminde size kitabın ana karakteri Gizem ay pardon Prof. Dr. Gamze Gizemsiz eşlik
Jostein Gaarder’ın Sofie’nin Dünyasını anımsattı bana.
Daha önce felsefenin hiçbir alanına ilgi duymamış bile olsa okuyucunun kolaylıkla anlayabileceği sürükleyici bir kitap.
“Çok severim tarih, bilim, mistisizm gibi konularda bir yandan bilgi aktarırken
bir yandan sürükleyici bir hikâye sunan kitapları.” cümlesi ile kitabını özetlemiş.
Bilimin yöntemini ilk sorgulayan Francis Bacon’dan başlayarak günümüz bilim felsefecileri olan Karl Popper, Thomas Khun, Imre Lakatos ve Feyereband’a giden bir yolculuk.
Psikoloji Doçenti Gamze Gizemsiz’in bilim felsefesini roman tarzında anlatacağı kitabı için aynı üniversitede felsefe profesörü İmge Hoca ve editör Erol Bey ile diyalogları.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1999 mezunu sınıf arkadaşım Doç.Dr. Zerrin Gamsızkan’ın ilk kitabı, ama son olmayacağı kesin!