Zeynep Aksu

Asalet Budalası yazarı
Yazar
7.3/10
4 Kişi
13
Okunma
0
Beğeni
1.396
Görüntülenme

Hakkında

Zeynep Aksu (asıl adı Füsun Demiroğlu, d. 1951, İstanbul), Türk oyuncu ve yazar. Türk sinemasında 1960'ların sonlarıyla 1970'lerin başlarında oynadığı başrollerle tanınır. 5 yılın sonunda sinemayı bıraktı. 2003 yılında bir TV dizisiyle setlere döndü. Dönemin tanınan iş adamlarından Cudi Demiroğlu'nun kızı olarak, Füsun Demiroğlu adıyla dünyaya gelen Aksu, annesiyle babası ayrıldıktan sonra babasıyla yaşamaya başladı. İlkokuldan itibaren yatılı okulda okudu. Işık Lisesi'ne devam etti. Çok tutucu olan babası söz vermesine rağmen kendisini okutmak için İsviçre'ye göndermekten vazgeçti. Bunun üzerine, onu kızdırmak için, Hürriyet Gazetesi'nin açtığı güzellik yarışmasına katıldı. 16 yaşındayken girdiği yarışmada "sinema güzeli" seçildi. Bunun sonucunda aldığı film tekliflerini değerlendirerek sinemaya adım attı. Sinemada Zeynep Aksu adını kullandı. Kısa bir dönem filmlerde oynamasına rağmen, oynadığı başrollerle akıllarda yer etti. O dönemde basın tarafından Türkân Şoray'a rakip gösterildi. 1972'de Üvey Ana filmindeki rolüyle, Antalya Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. 22 yaşındayken sinemayı bıraktı. İlk romanı Asalet Budalası, 2015 yılında yayımlandı.
Tam adı:
Füsun Demiroğlu
Unvan:
Oyuncu, Yazar
Doğum:
İstanbul, 1951

Okurlar

13 okur okudu.
4 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Var olanı kabul etmek aslında göründüğü kadar iyi değildir. Düpedüz çaresizlikle ses çıkarmamak.
Uyum sağlamaya çalışan bütün kızlar kendilerini umursamadıklarından duygularını da tanıyamazlar.
Reklam
"Annesi babası ayrı çocukların çoğunda bir endişe vardır, kendisini kimin alacağını bilemez, anne mi baba mı gelecektir, hangisi o hafta sonu kendi dünyasına alacaktır onu. Aidiyet duygusunun yitirildiği salonlardır onlar, çünkü bazen kimse almaz çocuğu, karanlığa kadar bekler çocuk, salonun işığını bile yakmaya utanır, kimse onu orada bekliyor görsün istemez. Karanlık iyice çöktüğünde bir hırsız gibi sessizce salondan çıkıp yatakhaneye yollanır. O unutulan zalim akşamlarda aç yatar çocuk, gözleri yaşlı hıçkırıkları içine gömülmüş yorganın altına kıvrılır. Güç bela uykuya daldığında pembe rüyalar da göremez."
"Bir an kaybettiğini düşünmüştü. Bir insanın hayali içine yerleşince gerçeği kaybedebiliyor insan demek ki diye düşündü"
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok