Harlem Rönesansı'nın önemli yazarlarından olan Hurtson'un yapıtları başta ilgi görmediyse de yetmişlerden sonra okunmaya başlanmış. Ondan okuduğum ilk kitap. Siyahi kadını el üstünde tutan bir çalışma olmuş bana göre. Özgürlüğün temeline kadını yerleştirirken, toplumu ve halkın söylediklerini hiçe sayıp kendi yolunu seçme cesaretini gösteren bir kadın kahraman yaratmış kitabında. Irkçı söylemlere, halkın birbirini ötekileştirmesine de yer vermiş. Ama daha çok kadının seçmek istediği bir gelecekte nasıl var olup şekillenebileceğini göstermiş. Bu yolculuk aşkın, cesaretin, mücadelenin, hürriyetin adı olmuş. Meslektaşlarından bazılarına nazaran kadını hapseden değil, baş kaldıran, acizleştirmek yerine diş gösteren bir konu seçmiş. Bu kitapta feminizmin gölgesinden ziyade ırkçılığın en zehirli döneminde birey olmanın, başarmanın, kendinden yeni bir insan doğurmanın bilincini göreceksiniz.
