Başkahraman Hristofotos isminde bir Yunanlı. Evli ve bir çocuk babası olan Hristofotos, Eliza ile evlidir. 1. Dünya savaşı esnasında birbirinden uzak düşmek zorunda kalan Eliza ve Hristofotos, özlemlerini bağırlarına basarlar. Hatta Hristofotos biraz daha farklı bir yol izleyerek eşine mektuplar yazmaya başlar. Hem de her gün. Onu özlediği her anı mektuba döker.
Bunların hepsinin bir gevezelik olduğunu cinsel isteğin gücünü görünce anlıyorsunuz. Hikayenin ilerleyen kısımlarında Hristofotos kendisi gibi öğretmen olan İsmini ile ilişki yaşamaya başlar. Üstelik İsmini evliyken başlar bu birliktelik. Cinsel dürtülerine yenik düşmüştür.Erkek değil mi hepsi aynı işte diye düşünenleri de şimdiden kızalım. Nitekim Eliza’da boş durmamıştır. O da yaşamına yeni yelkenler açmış ve hayatını şekillendirecek yeni bir erkeğe adamıştır kendini. Yani mesafelerin ağırlığı altında eğilmiştir.
Üstelik bu iki aldatma serüveninde bir de cinayet peyda olmuştur. Zihinde kalın.