400 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
adeline'ın peşinde yorum:/
gelin, adeline'ın peşinde hakkında konuşalım. bu yorum spoiler falan içerebilir, hazırlıklı olun. öncelikle: hayatımda okuduğum EN kötü kitaptı ki 10 yaşından beri okuyan biri olarak aşağı yukarı 1000 civarı kitap okudum. o kadar berbattı ki... nereden başlasam bilemiyorum. konuya girmeden önce, çünkü girersem onu bitiremem, karakterlerin
Adeline’ın Peşinde
Adeline’ın PeşindeH.D. Carlton · Lapis Yayınları · 20221,048 okunma
188 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Toplumdan dışlanmışlık, kimlik bunalımı ve insanın kendiyle olan çatışmasını ele alan etkileyici bir eser olmasına rağmen, anlatımındaki yoğun psikolojik çözümlemeler ve karakterin karmaşık iç dünyası nedeniyle okuması zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Dostoyevski’nin karakter analizlerindeki ustalığı kendini hissettirse de, ana karakterin sürekli çelişkiler içinde olması ve olay örgüsünün belirsizliklerle ilerlemesi, okuyucunun hikâyeye tam anlamıyla bağlanmasını zorlaştırabiliyor. Eserde, bireyin kendi benliğiyle olan mücadelesi ve toplum içindeki varoluşsal sıkıntıları derinlemesine işlenirken, anlatımın yer yer ağırlaşması ve karakterin iç monologlarının fazlaca yer kaplaması, okuma sürecini yorucu hâle getirebiliyor. Kitabın atmosferi kasvetli ve gerilim dolu olmasına rağmen, olayların gelişimi yavaş olduğu için bazı okuyucular için beklenenden daha durağan bir okuma deneyimi sunabiliyor. Düşündürücü ve psikolojik yönü güçlü bir eser olsa da, sürükleyici bir hikâye arayanlar için beklenenden daha ağır bir metin olabilir. Dostoyevski’nin ilerleyen eserlerinde daha ustalıkla işlediği temaların burada biraz daha ham hâlde bulunması, kitabı yazarın en güçlü eserleri arasında saymayı zorlaştırıyor.
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201925,2bin okunma
Reklam
131 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Barış Bıçakçı
Barış Bıçakçı
Barış Bıçakçı 1966'da Adana'da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte, Ocak 1994 ve Ekim 1997 tarihlerinde iki şiir kitabı yayımladı. İlk romanı Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000) yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İletişim Yayınları'nca yayımlanan diğer kitapları: Veciz Sözler (2002),
Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin
Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçinBarış Bıçakçı · İletişim Yayınları · 2024484 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Kitap beni gerçekten etkiledi. Hikâye, hastalığın ve çaresizliğin insanda nasıl duygular uyandırabileceğini, bunların ruh hâlini nasıl şekillendirdiğini çok iyi yansıtıyor. Okurken, "Eğer ben de böyle bir hastalık yaşasam, muhtemelen aynı şeyleri hissederdim" diye düşündüm. Kitabın en güçlü yanı, duyguların çok gerçekçi bir şekilde aktarılmasıydı. Özellikle aşk ve çaresizlik iç içe öyle güzel işlenmiş ki karakterin hislerini birebir yaşamak mümkün. Yazarın dili eski kelimelerle süslü olsa da, kesinlikle sıkıcı veya yorucu bir anlatımı yoktu. Aksine, her cümle o kadar güzel kurulmuş ki son zamanlarda okuduğum kitaplar içinde en çok altını çizdiğim eserlerden biri oldu. Ancak, kitap çok büyük bir merak unsuru barındırmıyor, yani olay akışı açısından sürekli "Acaba şimdi ne olacak?" diye bir heyecan yaratmıyor. Buna rağmen, karakterin iç dünyası ve duygu yoğunluğu kitabı sürükleyici kılıyor. Genel olarak beğendiğim, duygu aktarımı açısından çok başarılı bulduğum bir roman oldu.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Peyami Safa
Peyami Safa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022109,1bin okunma
·
Puan vermedi
aşılmamiş sınırlar
Yazarın dili oldukça yalın olmasına rağmen, az sözle çok şey anlatabilen güçlü bir anlatıma sahip. Roman, mekân analizleri ve Zebercet’in psikolojik çözümlemeleri açısından son derece derinlemesine işlenmiş. Okurken zihninizde hem kasvetli, zamanın adeta durduğu bir otel hem de Zebercet’in iç dünyasının bir yansıması olarak bu mekânın nasıl bir
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202332,5bin okunma
Çünkü, hepimizin, manevî dünyası lekelenmiştir. Şunu da açıklamalıyım kuşkusuz: 'Manevî dünya' derken, bir sözcük oyunu yapmıyorum burada; edilgin, ölgün bir 'çerçeve' den de sözetmiyorum. Çok somut, katı, gerçek bir dünyadan sözediyorum. Çünkü, yaşamımızı erdemli kılmanın yolu, vicdanımızı derin boyutlar içinde algılayabilmemizden geçiyor.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.