Yalnız bir tek şey vardı; yazılanları gördükçe utanıyordu. Oradaki tepkisi utanmaktı. "Ayy! Bunun için mi yazmışız yani?" gibi bir şey vardi, ama utan-mak gibiydi. Yani hiçbir şey yazmamış gibi hissetmek kendini. Onu simdi ben de hissediyorum; bu ülkede sanki hiç hikâye yazılmamış. O çok kötü bir duygu.
Yani kimi okurun, yazarın senin adını falan anması mühim değil, çok temel bir şey bilmiyor daha, işin ABC'sini bilmiyor.