Zeki Kara

Zeki Kara
@yazimakinesi
Gazeteci - Eğitimci ✓Türkiye'nin Yaşayan Yazı Makinesi GENEL KÜLTÜR KİTAPLARI 1) Veda Eden İsim 2) Üçüncü Sınıf Vatandaş 3) Kadın, İnsanın Yarısıdır 4) Sökülen Seslerin Dansı
Öğretmen
Yüksek lisans
Adana
16 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Nerdesin
Ahmet Kutsi Tecer'in “Nerdesin” şiiri, hiç kuşkusuz aşkın gizemli yönünü en iyi yansıtan şiirlerden biridir. Masallardan esinlenerek aşkı arayan şair, yıllardır aradığı sesi bulmuş mudur bilinmez ama onun peşinden gittiği belli. İnsan hayatı boyunca pek çok şey bekler. Bu bir sevgili, bir zafer ya da bir meselenin çözümü olabilir. Şiirdeki "ses" her şey olabilir. Şimdi şiiri okuyabiliriz. Yorum sizlerin. "Geceleyin bir ses böler uykumu İçim ürpermeyle dolar: —Nerdesin? Arıyorum yıllar var ki ben onu, Aşıkıyım beni çağıran bu sesin. Gün olur sürüyüp beni derbeder, Bu ses rüzgârlara karışır gider. Gün olur peşimden yürür beraber, Ansızın haykırır bana: —Nerdesin? Bütün sevgileri atıp içimden, Varlığımı yalnız ona verdim ben, Elverir ki bir gün bana derinden, Ta derinden bir gün bana “Gel” desin."
Reklam
Taklitçilik
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, gündemde olan Sedat Peker’in çektiği videoları taklit eden bir videosunu yayımlayan oyuncu Sermiyan Midyat’ı eleştirdi. Midyat’ın videosu için “Gülmedim. Düşünmedim. Tahammül bile edemedim. Yirmi beş saniyede kapattım. Başkası adına utanarak...” diyen Hakan, “Trafikte ambulansın peşine takılan uyanıklar var ya... Kusura bakma ama aynı onlar gibisin Sermiyan Midyat. Otur. Sıfır” ifadelerini kullandı. YORUM: Trajik, komik, trajikomik... Yaşananları herkes farklı açıdan değerlendirebilir ancak sanatçıların taklit davranışlar içinde olması ülkemizi geliştirmiyor. Farkındalık mesajları adı altında farklı amaçlar taşıyan, gündeme gelmenin yanında paraya ulaşmaya çalışanların ülkemize zararı daha çoktur. Sanatçı, sanatıyla ön plana çıkmalıdır, sanatıyla para kazanmalıdır. 13 Haziran 2021
VIP (Vip)
Dershaneler kapandı ancak kurs adı altında faaliyetlerini sürdürüyor tüm Türkiye'de özel öğretim kurumları. Hatta sektör daha da özelleşmeye başladı. Sonunda VIP (Vip) olan kurs merkezlerinin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bir arkadaşım beş kişiyle yıllık kirası 110 bin TL olan bina kiralamış. İsminin sonuna VİP'i eklemiş. Sınıfları gezdim. 5-6 kişilik özel sınıflar. Kayıtları sordum. 25-30 bin TL arası olduğunu söyledi. Neyse ben VİP'in ne demek olduğunu paylaşacaktım. VIP (Vip), çok önemli kişi anlamına gelir. Açılımı "Very Important Person"dur. Kısaltma bu açılımın baş harflerinden oluşur. VİP olunca özel oluyor, pahalı oluyor. Araç, koltuk, salon vb. için de bu kelimeyi kullanıyoruz. Kurum isimlerinin yanına bu kısaltmanın getirilmesinden hoşlanmadım. Sebeplerini de tahmin ediyorsunuzdur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Benimsin
Coşkun Sabah'ın bestelediği "Benimsin" adlı şarkıyı Zerrin Özer'den dinleyebilirsiniz ama önce şarkının sözlerini hatırlayalım. Bugünlerde sık dinliyorum anlamsızca. "Benimsin, benimsin, benimsin Sen benim meleğim bebeğimsin Seni ben kimseye veremem Sen benim kaderimsin, kaderimsin Sana ben başka şey söylemem Sana ben beni sev diyemem Sevsen de sevmesen de yine ben Senleyim sensizliği düşünemem Sen yok musun, sen yok musun Ne güzel şeysin Sen yok musun sen yok musun Ne şirin şeysin Seni o ilk gördüğümde Bir ateş düştü gönlüme Bırakmam seni ellere Seni ellere, seni ellere, seni ellere"
YILDIZ AYHAN
Halk müziğinin önemli isimlerinden, TRT'nin ünlü ses sanatçılarından Yıldız Ayhan, 15 Haziran 2021'de 83 yaşında tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti. Haberlerde görünce merak ettim. Yarim İstanbul'u Mesken mi Tuttun ve Dere Kenarından Geçtim gibi şarkıları çok başarılı söylemiş. Eski şarkılar ve şarkıcılardaki duygu günümüzde yok maalesef. "Dere kenarından geçtim Soğuk sularını içtim Bu derde ben nerden düştüm? Bilemem, bilemem, bilemem, bilemem, bilemem yar bilemem Aylar oldu hâlâ gelmez Gelip şu halimi sormaz Perişanım kimse bilmez Bilemem, bilemem, bilemem, bilemem, bilemem yar bilemem"
Reklam
Yeter ki
Levent Yüksel, "Hadi hazırım yeter ki /Onursuz olmasın aşk" derken daha da öncesinde Fikret Kızılok 1983'teki "Zaman Zaman" adlı albümünde "Yeter ki sen sev beni/ Yeter ki inan bana" demişti. "Ancak, şu şartla" anlamında kullanılan 'yeter ki' bir şeyin gerçekleşmesi için koşul istiyor. Her türlü zorluğu yeneriz, yeter ki iyi niyetli olalım. Şimdi 'Yeter ki' adlı şarkıyı hatırlayalım. "Ellerim, gözlerim kelepçelerde Sevda çöllerinde Geçiyor aylarım, yıllarım, gecelerim Sevda zindanlarında Yeter ki sen sev beni Yeter ki inan bana Yeter ki sen sev beni Yeter ki inan bana Varlığın dilimde bir yudum su Sevda çöllerinde Hayalin, serabın yeterdi bana Sevda zindanlarında"
Tesadüf
"Tesadüflere ihtiyaç var, zamansız ve plansız gelen güzelliklere" cümlesi Brezilyalı yazar José Mauro De Vasconcelos'un 1968 yılında yazdığı Şeker Portakalı adlı romanda geçer. Güzel tesadüfler bir ihtiyaçtır herkes için çünkü planlı ve zamanlı işlerin yoruculuğu yıpratıyor. Şimdi Tevfik Fikret'in "İlk Tesadüf" şiirini okuyalım günümüz Türkçesiyle. Karşımıza iyi insanlar çıksın ancak bütün insanlık iyi olsun. "Niçin o çehreyi görmekle titredim birden, O gözlerde niçin gizli bir bakış aradım? Hevesper bir aşkın derdinde değilken, Niçin o gözlere dikkatle baktım öyle iken? Niçin? Niçin? Bu “Niçin?”lerle şimdi heyecan dolu, Dilimde titreşiyor en sitemli iniltiler... Kabâhatim ona bakmaktı, çekinmiş ve gücenmiş, Dudaklarında sönerken sırlı bir tebessüm.. Bu yüz hayâlime -gittikçe- hiç yabancı değil; Fakat ne yazık, o hayallerle çizilmiş bir vücut Tesâdüfüm ne hazîn oldu böyle bir yerde! Ey kötü sefillik, ey karanlık gece! Soğuk soğuk bakıyor da bir kısacık bakışla Nasıl razı olayım o masum güzele susuşla"
GÜNÜN KELİMESİ: TELAFİ
Kaybolan, ziyan olan bir şeyin karşılanması, yerine getirilmesi, yerinin doldurulmasına "telafi" denir. Kötü bir etkiyi veya sonucu başka bir etki ile yok etmektir telafi. Zihniyet ve irademizdeki eksiklikleri çeşitli hesap ve hilelerle telafi etmeye çalışıyoruz hayatta. Aslında taze hayat arıyoruz çoğumuz. Neyse yine bir alıntıyla düşünme yolculuğumuza devam edelim. "İnsan değerli bir dostunu kaybettiğinde etrafına şöyle bir baksa pek çok dost bulur, sabreder, teselli bulur. Malı kaybolursa biraz düşündüğünde mal kazandıracak gayreti kendisinde bulur. Kaybettiğini geri kazanır, onları unutur ve bir daha da düşünmez. Ancak insan gönül huzurunu kaybederse onu nerede bulabilir, bu durumu nasıl telafi edebilir? (Asi Ruhlar, Halil Cibran) 30 Haziran 2021
THY ve BEN
127 ülke, 320 şehir, 325 havaalanı... 2019 verilerine göre 74 milyon yolcu taşımış THY. Bayrak taşıyıcımız THY’nin logosu yaban kazından esinlenerek tasarlanmış. Neden yaban kazı? Çünkü yaban kazı, birçok canlının nefes bile alamadığı 9 bin metre irtifada kıtalar arası uçabildiği için ilham kaynağı olmuş. Logonun doğuşu ise 1959 yılına dayanıyor. 22 Haziran'daki yurt dışı öğretmenlik sözlü sınavda zarftan çıkan sorulardan biri THY ile ilgiliydi. THY'nin kuruluş yılı soruldu. 1933'te başlamış yolculuk. Devlet Hava Yolları İşletmesi adıyla gökyüzüyle buluşmuşuz. 1947'de ilk yurt dışı uçuşu Atina'ya gerçekleşmiş. Uçağa hiç binmedim, 2019'dan beri yurt dışı hayali kuruyorum. THY sorusu belki de uğur getirecektir. Uğur ola (uğurlar olsun) diyenler olur. Katar'a giderim inşallah.
Öz
1- Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis. 2- Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü. 3- Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça. 4- `Kendine, kendi kendini` anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz. 5- Kendi, zat. 6- (mecaz) Bir şeyin temel ögesi. 7- Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm. 8- Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan. 9- İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı. ---------- Öz eleştiri, öz güven, öz denetim, öz saygı, öz su, öz bağışıklık, öz devinim, öz kardeş, öz geçmiş, öz kaynak, öz yaşam öyküsü gibi birleşik kelimeler ayrı yazılırken özveri ve özvatan bitişik yazılır. Bir alıntıyla haziranla vedalaşalım yavaştan. "Bir özveride bulunup sonra da bununla övünürsen, bütün özve­rinle birlikte lanetlenirsin." (Yan Değiniler, Ludwig Wittgenstein) 30 Haziran 2021
Reklam
Umut bir inanç ve erdemdir
İyi, doğru ve güzelin hikmet olacağı yoldu gidilmesi gereken. Düşünce yolculuğu hiç bitmez. Hatta bazen konuşmayı bile unutturur bu yolculuk. Basit olamaz hiçbir şey. 21 Haziran gecesi – yurt dışı öğretmenlik sözlü sınav öncesi – Başkent Öğretmenevi’nde içinde "yokuş, rampa" kelimeleri olan serbest bir şiir yazmak istedim. Okuyan ve düşünen çıkacaktır elbet. Heyecanlıyım ve umutluyum. Ummak, hayata bağlıyor. Ekmeğim benim. İçimde besliyorum hep. Bağlanıyorum ona. Hayattayım ve umudum kesilmiyor hiç. Umut serpiliyor içimde. Uyanıyor her yeni günde gün ve güneş gibi. Beliriyor aydınlık günler sanki. Umut; bir inanç, erdemdir. Yolculuktur umut. "Kıvrılmaya ihtiyacım var Ama kırılmasın yolum, bedenim Yokuş aşağı veya yokuş yukarı Fark etmez, dönmeyeyim geriye. Kaçış rampaları durdursun beni Düşüncelerim inişte kalsın hep Yokuşa koşmasınlar, gücüme gider Yok oluşu kabullenemem, yıkılır umut Varış çizgimi bilemem, güçlüdür sezgim Ödül değil miydi hayat, başka sebep bulamam"
Geri116
252 öğeden 241 ile 252 arasındakiler gösteriliyor.