Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
Bir arabadayım. Geçilecek yeri bir tır kapatmış, o tır yüzünden atılan gereksiz birkaç tur. Yolun sonrası araba yok, yürüyorum, bir avm'ye giriyorum, asansöre biniyorum. Asansöre ineceğin ya da çıkacağın yerde dur komutu vermezsen durmadan inip, çıkan bir asansör. Ben bunu birkaç iniş-çıkış sonrası anlıyorum. :) Anladıktan sonra asansörden
Reklam
Milattan Önceki Şiirler
I her şey bir acının bilincine varmakla başladı. bir taşı kaldırıp atmakla, bir kapıyı açmakla… bir el, hep bir şeyler yazdı, biz doğduktan bu yana kağıtlara şimdi bütün yaşadıklarım karalama kağıtlarında kaldı.bir kalem kendi kendine yazar bu şiiri. insanlar işlerine gider, ben acıya giderim. bir günde bütün isalarımı çarmıha gerer ve her günümü
Ahmet Erhan
ı her şey bir acının bilincine varmakla başladı. bir taşı kaldırıp atmakla, bir kapıyı açmakla... bir el, hep bir şeyler yazdı, biz doğduktan bu yana kağıtlara şimdi bütün yaşadıklarım karalama kağıtlarında kaldı. bir kalem kendi kendine yazar bu şiiri. insanlar işlerine gider, ben acıya giderim. bir günde bütün isalarımı çarmıha
canım, uzandığın yerde yazıyorum, yorgunum pek, aynada yüzümü gördüm, âdeta yeşil. havalar soğuk, yaz gelmeyecek. haftada otuz liralık odun lâzım, başa çıkılır gibi değil. demin, sofada iş görürken battaniyemi aldım sırtıma. camlar, çerçeveler kırık, kapılar kapanmıyor. burda barınmamız imkânsız artık, taşınmalı, ev yıkılacak üstümüze. kiralarsa dehşetli pahalı. sana bunları ne diye anlatırım? üzüleceksin. derdimi kime dökeyim? kusura bakma.
“Canım, uzandığım yerde yazıyorum, yorgunum pek, aynada yüzümü gördüm, âdeta yeşil. Havalar soğuk, yaz gelmeyecek. Haftada otuz liralık odun lâzım, başa çıkılır gibi değil. Demin, sofada iş görürken battaniyemi aldım sırtıma. Camlar, çerçeveler kırık, kapılar kapanmıyor, burda barınmamız imkânsız artık, taşınmalı, ev yıkılacak üstümüze. Kiralarsa dehşetli pahalı. Sana bunları ne diye anlatırım? Üzüleceksin. Derdimi kime dökeyim? Kusura bakma.”
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.