Uzun zamandır kullanmadığım bu uygulamayı sırf bu kitap hakkında bir şeyler yazmak için yeniden açtım. Sosyal medyada çok fazla tanıtılıp çok güzel şeyler yazılmıştı kitap hakkında. Bu da bana kitap içerisinden bir alıntı yapma isteği uyandırdı. Yazar, kitabında Çavdar Tarlasında Çocuklar hakkında "Belki de bu kitap haddinden fazla abartılıyordu" demiş. Bu yoruma katılmakla beraber aynı şeyi kendi kitabı için de söyleyebilirim.
Hatta öyle ki 1 ay içerisinde 2. baskı yapılmıştı. İlk basımı alamadığım için üzülmüştüm. Kitabı okuyunca biraz hayal kırıklığına uğramaya başladım. Belki yazarı henüz yayınlanmış bir kitabı yokken tanıdığım içindir. Kitabında kendi hayatından çok iz taşıdığını düşünüyorum. Hatta bu açıdan Sylvia Plath'ın Sırça Fanus'una benzettim. Ama gelin görün ki hem kitap olay örgüsü açısından kopuk hem de dili kitap okuyormuş gibi değil de bir arkadaşımın mesajını okuyormuşum gibi geldi. Bazılarınız bunu sevebilir ama ben kitap okurken daha edebi dil kullanılmasını seviyorum. Bu kadar kötü konuştuktan sonra kitap hakkında hiç iyi düşüncem yokmuş gibi düşünülsün istemiyorum. Özellikle kitabın son çeyreği beni duygusal açıdan oldukça etkiledi. Bir/birçok insanı kaybetmenin nasıl olduğunu ve neler hissettirdiğini çok içten anlatması ve empati yapabilmek, daha doğrusu benim yaşadığımı yaşamış birinin daha olması, beni rahatlattı. 2 3 saatte bitti kitap. Bu kadar kısa sürede okuduğum bir kitap hakkında öyküsünden çok diline ve biçimine yorum yapmış olmam anlayışla karşılanabilir sanırım. Emeğine sağlık.