"Bazen bana Cerebro'yu anımsatıyorsun şekerim," diye fısıldadı Conchi. "Bir entelektüel olduğunu bilmesem salak olduğunu söylerdim. Sana en başından beri bir komünist hakkında yazman gerek dedim mi demedim mi?"
'Yazman ne işe yarıyor?'
Dünya kadına, erkeklere dediği gibi 'İstersen yaz, umurumda değil' demiyordu. Dünya kaba kaba gülerek ' Yazmak mı?' diyordu. 'Yazman ne işe yarıyor?'
Reklam
"Bu hayat henüz yazılmadı. Senin yazman gerekiyor."
Evet, elbette, bana yazma, eğer senin için bir görev gibiyse bu, yazmak istersen bile asla yazma, yazman gerekse bile asla yazma, ama o zaman ne kalır ki geriye?
Sayfa 240 - İndigo Yayınları-25.BaskıKitabı okudu
Yalnız kalman ve binlerce yazı yazman için tasarlanmıştır belki de bu hayat.
Dünya kadına, erkeklere dediği gibi 'İstersen yaz, umurumda değil', demiyordu. Dünya kaba kaba gülerek, 'Yazmak mı?' diyordu. 'Yazman ne işe yarıyor?'
Sayfa 59 - Kırmızı KediKitabı okudu
Reklam
Merhaba canım. Mektubun gecikti gene. Belki de ne yazacağını kestiremiyorsun! Oysa adını yazman yeter. Görünce içim aydınlanıyor
Dünya kadına, erkeklere dediği gibi ‘İstersen yaz, umurumda değil’ demiyordu. Dünya kaba kaba gülerek, ‘Yazmak mı?’ diyordu. ‘Yazman ne işe yarıyor?’
İletişim YayınlarıKitabı okudu
" Türkiye panoraması olsun ama Yakup Kadri gibi kuru bir dilin olmayacak .Ya da Oguz gibi ( Oğuz Atay'ı kastediyor) kaybolup gitmeden yazman lazım. Sizin edebiyatınız ikinci bir 'Tutunamayanları' kaldıramaz ."
Sayfa 119 - iletişimKitabı okudu
"Merhaba canım. Mektubun gecikti gene. Belki de ne yazacağını kestiremiyorsun! Oysa adını yazman yeter. Görünce içim aydınlanıyor.."
Reklam
Ben sabık ozan, Ben uğursuz aşık, Ben kralın baş yarakçısı ve celladı, ben yediği ekmeğe, içtiği suya, soluduğu havaya, üzerinde yaşadığı toprağa ihanet eden yazman patasana...
Fyodor beni yazman hiç hoş değil.
lnanır mısınız, bazen öyle sıkıntılı, öyle bunaltıcı anlarım oluyor ki, gerçek bir hayatı yaşamaya gücümün yetmeyeceğini; gerçekleri, akıp giden olaylan kavramakta çok geri kaldığımı, duygularımın körleştiğini hissediyor, kendi kendime lanet okuyorum. Hayaller içinde geçirilen gecelerden sonra ayılmanın gerçek dünyaya dönmenin ne kadar korkunç olduğunu bilemezsiniz. Evet, bir de çevrenize bakarsınız ki, insanlar delicesine akan hayat seli içerisinde yaşayıp gidiyorlar. Ismarlama olmayan; hayal gibi, düş gibi uçup gitmeyen, durmadan yenilenen, her an genç kalan, bir saati bir saatine uymayan gerçek bir yaşam onlarınki. Oysa karanlığın, düşüncenin tutsağı olan hayal bıktırıcıdır, uçup gitmeye hazır oluşu yanında aşağılık bir tekdü­zeliği vardır.
" Bu hayat henüz yazılmadı .Senin yazman gerekiyor ."
Sayfa 261Kitabı okudu
"Mektubun gecikti gene. Belki de ne yazacağını kestiremiyorsun! Oysa adını yazman yeter."
Sayfa 141 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Aydınlanma sonrası Batı düşüncesine çok benziyor
Eski bir Mısırlı yazman kentlerin henüz yeni kurulduğu zamanlarda kenti kuran kişinin görevinin, "tanrıları tapınaklarına sokmak" olduğunu anlatır bize. Gelecekteki kentin görevi de bun- dan pek farklı değildir: Görevi, insanın en üst çıkarlarını bütün ſaaliyetlerinin merkezine yerleştirmek; insanın bölünmüş kişiliğinin parçalarını birleştirmek; yapay olarak parçalarına ayrılmış insanları (bürokratları, uzmanları, "eksperler"i, kişilikten arındırılmış görevleri yerine getirenleri) tam insan haline getirmek; organik ortaklık ve ideal amaçların yokluğu, mesleki farklılaşma, toplumsal ayrımlaşma, kabilecilik ve milliyetçilik yüzünden oluşmuş hasarları onarmaktır.
Sayfa 688Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.