Güzel kadın... Safiye Erol, Cumhuriyet kadını edasıyla yazdığı cümlelerini, kendi nahifliğiyle dokumuş.
"O gözler ki içlerinde görülmedik cümbüşler yapılan cennet saraylarının pencereleri gibi Tanrı ışıklarıyla yanardı."
İnsanın doğasında var olan ihtiraslı duygular ve durumlar baştan sona sizi de içine alarak devam ediyor.
Türk kültürüne dair dönemin yaşayış biçimi, dini inanç, tarihte yaşanılan olaylar ve akla gelebilecek pek çok konuya ustalıkla değinilmiş, özenle işlenmiş bir kitap.
Yazar, bilgilerimize ve görüşlerimize çoğu kısımda bambaşka bir pencere açıyor, katı yaklaşılan olaylara empati kurmak durumunda kalıyorsunuz. Böylece kitabın okuyucuya çok şey kattığını, duyarlılığını ve hoşgörüsünü arttırdığını, bakış açısını genişlettiğini söyleyebilirim.
"Hatır kırmak, can yakmak, yürek deşmek... Oğullarınız bunu sizde dener, karılarında olgunluğa erdirir, öyle değil mi? Zinhar evlatlarınızı zalimlik derecesine vardıracak kadar sevip şirazeden çıkartmayın."
Öyle ki yazarın tespitlerine hak vermemek elde değil...
"Türk milleti cihangirliğini yüzyıllar evvet yaptı. Kılıcının ucuyla bir çırpıda üç kıtaya imzasını attı. Üç kıtaya kendi yüksek medeniyetinin anıtlarını dikti."
Milli, dini, aşkı, acıyı her duyguyu kuvvetle tattırdın Ciğerdelen.
"Her gün çıkan bu kavgaları yüzyıllardan beri veriyormuş gibi hissediyor, bundan sonra girişeceği bütün kavgaların sonsuza kadar süreceği kâbusunu görüyordu."
"Gerçekten içimdekileri anlatacak bir yol bulamıyorum. Sanırım, bazen tüm kâinat, tüm hayat, her şey içimde yer etmiş, haykırarak onları anlatmamı istiyorlar."