Sümbül Yüce

" Ego sum qui sum..." Tevrat'ta geçen bir sözün Latincesiydi bu cümle, biliyordum. " Ben ben olanım..." Tanrı tarafından Musa'ya söylenmiş bir söz... Duvarı aşıp geçebilmemiz için çözmemiz gereken şifre buydu belki de... Fakat nasıl kullanacaktık bu şifreyi, hiçbir fikrim yoktu. " Ne düşünüyorsun? " diye sordu. " Ben ben olanım." dedim. " Tanrı'nın sözü bu... Onların kitaplarında var. Ben, ben olanım..." " Bu bir şifre, bizimkilerin koyduğu bir şifre." dedi. " Kitaptan aldıklarına göre biraz da ironik." " Ben ben olanım." diye tekrarladım duvara bakarak... " Sen nasıl görüyosan oyum ben. Sen beni duvar gibi görüyorsan duvarım. Aslında senin gördüğün değilim... Ben duvar değilim."
Reklam
" ... Kendimizi ve diğer insanları yargılamayı bırakabilseydik, hayatlarımız daha iyi durumda olurdu. Önümüzdeki sıkıntılar silsilesi yüzünden şikâyet etmek, tüm bu sorunları ve zorlukları hak etmediğimizi düşünerek kendimize işkence etmek yerine; sorunları aşmak için elimizden geleni yapabilsek ve bazı şeyleri değiştiremeyeceğimizi kabul edebilsek... Eski bir Doğu atasözünün dediği gibi: Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak... "
Ey müflis kimse! İnsan, bolluğa şükretmeyi kıtlıkta öğrendi. Dolunayın güzelliğini karanlık gecede! Vuslatın değerini de ayrılıkta öğrendi...

Reader Follow Recommendations

See All
"Şu an ve bundan sonra sadece merhamete ihtiyacım olacak; bir yudum su gibi son bir nefes gibi bir merhamet. Bir şehzade olduğum için değil, merhamete muhtaç bir insan olduğum için. Ömrümü ailemle tamamlayabilmek için birazcık merhamet. Kim bilir o zaman belki kendimi ilk defa insan gibi hissederim. Söylesene kuzum, Osmanoğlu'nun sarayında doğmuş olmaktan başka ne suçum var benim? Bir insan sarayda doğamaz mı?" Şehzade Korkut.
"Allah’a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı ki­şi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani in­sanı ancak Allah özgür kılar. İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür."
Reklam
"Herkes yaşamın koşullarının ağırlığından, karşılaştığı zorluklardan ve hayatın düzensizliğinden bahsedip dert yanıyor fakat hayatı düzene sokmak ve daha yaşanılır kılmak adına kimsenin bir şeyler yaptığı yok. . . . Sanki bizler, hepimiz hayatın dışında bulunan seyircileriz, her birimizi sınırsız yetkilerle donatılmış hakimler olarak görevlendirmişler. Herkes büyük işler, büyük şahsiyetler, büyük sevinçler talep ederken, kendisini ve çevresindeki hayatı alışılmış bayalığın, aptallığın ve hiçliğin hiç olmazsa bir milim üzerine çıkararak yükseltmek çok az kişiyi düşündürüyor."
"Büyük bir toplum bir kere düşmeyegörsün. Bir kere ayağı kaymayagörsün güngörmüş bir halkın. Ah o ne paniktir o! Ne yuvarlanıştır o başaşağı! Küçük toplumların iniş çıkışları da küçüktür. Ama büyük toplumların çıkışları nasıl aklı aşan bir hız ve kalitede ise düşüşleri de çok defa sanılandan çok daha korkunç olmaktadır." . . "Sözün en söylenmemesi gerekeni günübirlik dedikodu halini almış, en söylenmesi gerekeni de en büyük cezalarla yasaklanmıştır." . . "Bir diriliş ilhamını beklemekte ruhumuz."