ysmndmrl

İkinci Dünya Savaşı artık 1939-1945 arasında yaşanmış bir gerçek olmaktan çıkmış, King Kong ya da Jaws gibi, kötü bir kahraman olmuştur. Artık herkes bu büyük ve kanlı savaşı, bir savaş olmaktan çok, bir film konusu gibi görmekte, Hitler ve Mussolini medya dünyasının birer yıldızı gibi parlamakta, onların başrolünü oynadıkları dizi filmlerin izlenme oranı –reyting– yüksek olmaktadır. Hitler ve Mussolini ölmüş oldukları için telif ücreti talebinde bulunamamaktadırlar. Bu da yapımcıları çok sevindirmektedir. Bu savaş filmlerinin insanlığa en büyük etkisi, akıl almayacak vahşeti gözler önüne sererek, insanlığın oturdukları yerde oturup hallerine şükretmelerini, başlarında Hitler gibi bir deli olmadığını görerek, rahatlamalarını sağlamaktır. Dünyayı yöneten kimliksiz bir Hitler’in uzun ve kanlı ellerinin, başlarının üstünde gezindiğini fark etmelerine engel olan şey, Hitler’in filmler aracılığıyla kendilerine ulaştırılan görüntüsüdür. Ortada badem bıyıklı, saçlarını yandan ayırıp uzun kafasına yapıştıran bir Hitler olmadığı sürece, dünyanın gidişatından endişe etmek için erkendir.
Sayfa 17
Reklam
(…) bir dans esnasında sevdiği kadının kendisine emanet ettiği eşyayı, kimse görmeden içinde birden bire coşan tapınma duygusuyla elinde evirip çeviren, o güzel mahluka ait olmasına şaşırır gibi yoklayan çok toy bir delikanlı haliyle, adeta gizlice birkaç defa açıp kapadı; sonra yerine aşikar bir kurtuluş hissiyle koydu (…)
Sayfa 60
Bu tebessüm arkasında kendisine ait o kadar büyük, facialı, muzlim şeyleri gizlediği için, arkasında onun hatalarıyla delik deşik olmuş bir kalp, insanlara itimatını kaybetmiş, bir bıkkınlık içinde her şeyi bırakmış bir ömür bulunduğu ve bunların hiçbirini göstermediği, hepsini örtüp sakladığı için, kendiliğinden en korkunç silah oluyordu.
Sayfa 66

Reader Follow Recommendations

See All
Hayır, Allah’tan bir şey istemeyecekti artık. Onu kaderiyle veya ömrünün arızalarıyla karşılaştırmayacaktı. Çünkü istediği şey olmazsa kaybı iki misli olacaktı.
Sayfa 48
“İşlerimiz iyi gitmiyor diye, tanrılara kızmayalım. İşlerimiz, bizim ve bize benzerlerin küçük sakatlıklarıyla, tesadüflerin ihanetiyle, her zaman bozulabilir. Hatta birkaç nesil için bozuk gidebilir. Bu bozulma, bu düzensizlik iç kıymetlerimize karşı vaziyetimizi değiştirmemelidir. İki ayrı şeyi birbirine karıştırırsak çıplak kalırız. Hatta zaferlerimizi bile tanrılardan bilmemeliyiz. Çünkü ihtimallerin cetvelinde mağlubiyet de vardır.”
Sayfa 47 - Mümtaz
Reklam
Fakat sanat bile bazı tabiatleri yumuşatamıyordu.
Sayfa 161
(…) tabiatın bize her taraftan “Ne diye ayrıldın, sefil ısdırapların oyuncağı oldun, gel, bana dön, terkibime karış, her şeyi unutur, eşyanın rahat ve mesut uykusunu uyursun” dediği saatti.
Sayfa 35
Hülasa, hayat dar, fakat tabiat geniş ve munisti.
Sayfa 34
Onu düşünürken Mümtaz, benim çocukluğumun bir kısmı bir bahar dalı altında geçti, derdi.
Sayfa 25 - Macide
Zavallı çocuklar, bir barut fıçısının üzerinde oynuyorlardı. Fakat türkü, eski türkü idi; demek barut fırçası üzerinde de hayat devam ediyordu.
Sayfa 24
3,521 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.