Sana söylüyorum şarkımı, Tania. Daha iyi söyleyebilmeyi isterdim, daha ezgili; ama o zaman beni dinlemeye asla razı olmayabilirdin. Başkalarını da dinledin şarkı söylerken ve hiçbir şey hissetmedin. Fazla güzel söylemiş ya da yeterince güzel söylememişlerdi.
Umutsuz ve tutkulu biri mevcut hükümetlere, kanunlara, ilkelere, ideallere, fikirlere, totemlere ve tabulara saygı duyabilir mi? Bugün “çatlak" ya da "delik" dediğimiz şeyin gizemini okumanın ne anlama geldiğini bilen, "müstehcen" damgası vurduğumuz olaylara dair ufak da olsa bir gizem duygusu besleyen biri çıkacak olsa dünya parçalanır. Kaçık medeniyetimizi bir kratere çeviren de bu müstehcenlik korkusundan, kuru ve boktan bakış açımızdan başka bir şey değil. Yaratıcı canların ve ırkın analarının bacaklarının arasında taşıdığı, giderek genişleyen bir hiçlik girdabı.
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
Fahişe gibidir Paris. Uzaktan bakınca soluğunuzu keser, kollarınıza almak için sabırsızlanırsınız. Beş dakika sonra da aldatılmış hisseder, kendinizden iğrenirsiniz.
Sayfa 192Kitabı okudu
Şunun ya da bunun geliştirilmesi için olağanüstü parlak fikirler üretiriz ama onları hayata geçirebilecek bir araç olmaz. Yarın ellerimizin üzerinde yürümemiz emredilse hiç karşı koymadan itaat edeceğiz, asıl tuhaf olan bu. Gazetenin her zamanki gibi çıkmayı sürdüreceğini ve maaşlarımızı aksamadan alacağımızı varsayarsak tabii ki. Hiçbir şeyin önemi kalmaz yoksa. Hiçbir şeyin. Doğuluyuz biz artık. Her gün bir avuç pirinçle susturulan beyaz yakalı hamallarız.
Sayfa 143Kitabı okudu
Dünya havaya uçabilir - ben yine de virgül ya da noktalı virgül koymak için bölmemde olacağım. Birkaç kuruş mesai ücreti bile çıkarabilirim bu işten, böyle bir olayda mesai olur mutlaka. Dünya havaya uçtuktan sonra düzeltmenler bütün virgül, noktalı virgül, tire, köşeli parantez, parantez, nokta, yıldız ve ünlemleri çabucak toplayıp editörün masasının üzerindeki küçük kutuya koyacaklar. Böylece her şey yoluna girecek...
Sayfa 138Kitabı okudu
Ekim'in yirmi bilmem kaçı. Tarih umurumda değil artık Geçen Kasım'ın 14'ünde gördüğüm düşten bu yana mı böyle acaba? Boşluklar var ama bir düşten diğerine ve bilincimde onlara dair hiçbir iz yok. Etrafımdaki dünya yer yer zaman lekeleri bırakarak çözülüyor. Kendini tüketen bir kanser dünya... Üzerimize o büyük sessizliğin çökeceği, müziğin nihayet her yerde galip geleceği zamanı düşünüyorum. Her şey tekrar zamanın rahmine çekildiğinde kaos yeniden sağlanacak ve gerçeğin çetelesi olacak kaos. Sen, Tania, sen benim kaosumsun. Bu yüzden şarkı söylüyorum. Hayır, ölmekte olan ben değilim; dünya ölmekte, zamanın derisini değiştirerek. Ben hâlâ hayattayım, rahminde tekmeler savuruyorum; çetelesi tutulacak bir gerçek bu.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.