...Cevdet Paşa'nın da işaret ettiği gibi bu fermanın ilanından sonra "Ehl-i İslamdan çoğu,'âba ve ecdadımızın kanıyla kazanılmış olan hukuk-i mukaddese-i milliyemizi bugün ga'ib ettik. Miletti İslamiye, miletti hakime iken böyle bir mukaddes haktan mahrum kaldık Ehl-i İslam'a bu bir ağlayacak matem edecek gündür' deyü söylemeye başladılar."
Sayfa 26 - İletişimKitabı okudu
Bütün insanlar insanlıkta ve insan olmakta eşittirler, hiç kimse başkaları üzerinde üstünlüğe veya değere sahip değildir ve herkes kendi hayatını ve hayat koşullarını düzenleme hakkına sahiptir.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Ey adalet isteyenler! Eğer sümüklü böcekler gibi başınızı sallamaya devam ederseniz, müstebitler sesinizi yükseltmenize asla izin vermeyeceklerdir. Siz kölelersiniz...
Ali SuâvîKitabı okudu
Bize ârız olan bu kepazelik nedir, bizi bu iktidarsızlığa sevk eden nedir, bu uyuşukluk nedir, bu kadınsı hal nedir? Bizler vergilerimizi öder ve sonra da aptal aptal bakmaktan başka birşey yapmazken, yaratılış bakımından bizden daha zeki olmayan Frenklerin, devlet harcamaları konusunda hükümetlerini hesaba çekmeyi gerekli görmeleri nedendir?
Sayfa 409 - Ali SuâvîKitabı okudu
Önsöz İran düşünce tarihi, birbiriyle etkileşen muhtelif siyasi, dinî ve kültürel unsurları içinde barındıran uzun bir zaman kesitine işaret eder. Söz konusu süre zarfında bu unsurlardan bazıları etkisini yitirirken bazı temel inanç ya da düşünce içerikleri şekil değiştirerek de olsa varlığım sürdürür. İyilik ve kötülük arasındaki ikilem ya da
Sayfa 7 - IRAM YAYINLARI-01 ☪ Ekim 2019, Ankara
MARKOPAŞA DÜŞÜNCESİNİN DOĞUŞU
Sabahattin Ali 1945 yılında konservatuvardaki görevinden ayrıldı, bakanlık emrine alındı. Bu sırada Cami Baykurt ile 1 Aralık 1945'te Yeni Dünya gazetesini çıkarmaya başladılar. Aziz Nesin o sırada Tan gazetesinde fıkra yazıyordu. Gazetenin basıldığı Tan Matbaası 4 Aralık 1945 günü büyük bir saldırıya uğradı; bu yüzden Yeni Dünya ve Tan yayınına son vermek zorunda kaldı. Böylece Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ortada kaldılar. Aynı günlerde Rıfat Ilgaz hapishaneden çıkmış, sanatoryumdan taburcu edilmişti. Olaylar, bu üçlünün şurada burada ama genellikle {Türkiye Sosyalist Partisi kurucusu} Esat Adil Müstecaplı'nın evinde buluşmalarını doğuruyordu. Buluşmalardaki konuşmalar sonucunda önce Gün dergisini, ardından Temmuz 1946'da Gerçek gazetesini çıkarmaya başladılar. Günlük olan gazete 25 sayı çıkabildi. Celal Bayar'ın İzmir'deki seçim konuşmasını yayımladıkları için sıkıyönetim komutanlığınca kapatıldı. Üçlünün yılması olası değildi. Son olaydan sonra vardıkları sonuç Markopaşa adında bir mizah gazetesi çıkarmaktı. {Marko Paşa (?- 1889), Osmanlı döneminin tanınmış hekimlerindendir. Zarifliği, hastalarına büyük ilgi göstermesi bakımından hızla yükselerek tıp fakültesi dekanlığına getirilir. Kendisine başvuranları özenle dinler, dinlemese bile dinlediğine inandıracak bir tavır takınır. Dertlerini anlatanlar uzun süre beklemelerine karşın sonuç alamasalar da üzülmezler. Bu nedenle IL Abdülhamit zamanındaki oyalama siyasetinin simgesi olur. Kızılay'ın kuruluşunda da katkıları olan Marko Paşa öldüğünde ayan meclisi üyesi ve tıbbiye nazırıdır.}
Reklam