Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günaydın. Mutsuz, umutsuz, hayalsiz bir tekdüzeliğin içinde kalmaktan sıkılmaz mı insan? Sıkılır, sıkılır da bundan kurtulmak için kılını kıpırdatmaz bazen. Ne tuhaf. Mahpus'taki gibi: "Bana acı çektiren sıradanlıkların ortasında, olduğum yerde sayıyordum." Biraz klişe olacak ama zaman affetmiyor sevgili okur. Bize acı çektiren
Sekizinci mektup
youtu.be/BGPTu_9pxOI
Sahibini Arayan Mektuplar
Sahibini Arayan Mektuplar
Bana çılgın diyorsun, seni sevdiğim için. Yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil. Sevmek insan tarafımızı bulmamızdır bence. Biraz da yaklaşmamızdır Tanrıya zaman zaman. Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı. O ot gelip, ot gidenlere acımalı. Sevebilen insan kendini keşfetmiş insandır. Talihli insandır. Çektiği bütün acılara rağmen; mutlu, kıvançlı insandır o. Aşktır yücelten bizi ve derinliğimiz aşktandır. Gerisi boş,yalan. Aşksa, sevmektir. Durmadan, nefes alırcasına sevmektir. Sevmekle sevilmek ayrı şeyler… Sevilmeyi çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek, daha da yoğunlaştırmak onu elimizde değil. Oysa ki sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir, dilediğimiz şekli verebiliriz ona. Derinlikse derinlik, yükseklikse yükseklik, genişlikse genişlik. Sevmekte gücümüz var, irademiz,aklımız var. Biz varız sevmekte. Sevmek yaratmaktır bir bakıma. Sevilmekse; yaratılmak. Demek ki biz seninle birbirimizi yaratıyoruz durmadan. Sen beni yaratttıkça güzelsin işte ve ben seni yarattıkça güçlüyüm, daha da bir insanım. Beni sevmeseydin yine bir şey değişmeyecekti benim için. Sen biraz eksik kalacaktın, biraz sen kaybedecektin. O kadar. Şimdi insanların en güzeliyiz, en iyisiyiz elbette. Seviyoruz, seviliyoruz. Sevgimi anlamadığın ve ona saygı göstermediğin anda ölebilirim. Karşılık vermediğin anda değil. Birbirimizi yeniden yaratmaya devam edelim.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
Üzgün bir çocuğun yalnızlığı Kadar saydam kalabilseydim Ömrüm derdim ömrüm nasıl da Dolu geçmiştir ölebilirim artık Ölüm hiç de ürkünç gelmiyor Yaşanmışsa tüm yaşanacaklar Acı yitiriyor anlamını ve renkler
Zemin Kat Başka Bir Hayat
Olduğum gibi değilim Güçlü kalamadım Şişeler gibi devrildim de Yeniden kalkamadım Gelmeyeceksin anladım Bir ömür böyle biter Hemen ölebilirim böyle çok zor Başka bir hayatta geleceksen
Maintenant III: Oscar Wilde Yaşıyor
1913 yılı, 23 Mart gecesiydi. Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen
Varlık ,hiçlik , ölüm
Benim Ölümüm [Ma mort] Ölüm, “duvar”ın öte yanındakilerden olduğu için hiçbir şekilde insani olmayan şey gibi görünürken, sonra bir anda bambaşka bir bakış açısından düşünülmeye, insan yaşamının bir olayı gibi ele alınmaya başlandı. Bu değişiklik çok açık bir biçimde anlaşılır: ölüm bir terimdir ve her terim (ister sonuç, ister başlangıç terimi
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.