Meryemce gittikçe düzeliyor, kendine geliyordu ama ağzını da bıçaklar açmıyordu. Atın ölümünden önce Meryemce öylesine konuşur, öylesine evin içini şenlikle doldururdu ki, zaman nasıl geçer kimse farkına varmazdı. Kış geceleri öylesine çok şey anlatırdı ki, bitmezdi. Bu kadar anlatacak güzel hikayeyi nasıl bulurdu? Bu dertli günlerde de eskisi gibi olsa... Bir olsa... Şimdi taş gibi, duvar gibi.