…öyle pis bir zaman ki. Elde on para yok. Yer demir, gök bakır. Kar dersen diz boyu. Sobamız oldu bitti yok. Kömürü köcürmüden kiloyla alırız. Sermayeyi kediye yükleyince onu da alamaz olduk. Vay anam vay! Açlık bir yandan, soğuk bir yandan. Çocuklar sızlanırlar. Karı, fıkara karı öteye döner ağlar... Baktım olacak gibi değil, ben de boynumu büküp
ve kudüs şehri.
gökte yapılıp yere indirilen şehir.
tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
altında bir krater saklayan şehir.
kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi.
ne diyor ne diyor kudüs bana şimdi
hani şam'dan bir şamdan getirecektin
dikecektin süleyman peygamberin kabrine
ruhları aydınlatan bir lâmba
ifriti döndürecek insana:
söndürecek
Yaşar Kemal'in dile yönelik yaklaşımının çağnşımlan ilginçtir.
Hatıralarında bize şunu anlatır:
Kırlangıç kutsal kuşlar olduklar ı için yuvalarım kimsecikler bozamazdı. Uzun bir süre de kırlangıçların o kocaman san ağızlı farfaracı civcivlerini seyrettim. Daha onlan yazamadım. O büyük büyüyü ya zabileceğimi hiç sanmıyorum
Yaşar Kemal'in bu sözleri, onun kırlangıçları romanlarında bilfiil kullandığını fark ettiğimizde daha ilginç ve önemli hale gelir. Yer Demir Gök Bakır'ın açılış faslında, orijinal Türkçe metnin ikinci paragrafında yer alan fakat İngilizce çeviride yer almayan bir cümlede Yaşar Kemal, Anadolu bozkırının ucundaki karla kaplı bölgenin beyaz örtüsü üzerinde zorlukla yürüyen çocuklar Hasan ve Ummahan'ın uzaktan bir tasvirini sunar: