Bir insanı tamamıyle tanımak için bazen asırlar bile yetişmez, kafi derecede tanımak için bazen bir an bile yetişir. Bana lazım olduğu kadar sizi tanıyorum.
Yapayalnız ölecek. Bütün hayatında yalnız kalmıştı. Yalnızlığın korkunç yüzünü tadıyordu, ona biraz ısınmış ve epey alışmıştı. Fakat bu sefer, bu müthiş, bu korkunç, bu dehşet, dehşet!
İnsan zindanda da sessizlik yaşar ama, bu kadarı orayı özlenir bir yer yapmaya yeter mi? Kyklop'ların mağaralarına kapatılmış olan Yunanlılar da hayvanlara parçalattırılmadan önce sıra beklerken, sessiz sedasız yaşıyorlardı orada.
Çünkü dünya tarihi davetsiz misafirleri tolere etmez, kahramanlarını kendi seçer, işi olmayanları tüm çabalarına rağmen merhamet etmeden geri yollar; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen biri, artık arabaya yetişemezdi.
Hastalarınızdan bir kadın gelip dişlerinin ağrıdığını söylüyor. Ne olmuş? Ağrı,onu düşünmekle oluşur, üstelik hastalıklar olmadan bu dünyada yaşanılmaz ki. Bu yüzden kenara çekil kadın, düşünmeme ve votka içmeme mani olma!
"Ne zaman yaralandın?" dedim.
"Üç gün oldu." diye cevapladı.
"Ne yaptın bunca zaman, ne yedin ne içtin?"
"Açlık dayanılmaz olunca bu gözeden bir parça su içiyorum."
"Ne istersin, ne yapalım senin için?" dedim.
"Hiçbir şey istemem. Kıtama yazın, beni firari olmayayım kaçtı sanmasınlar!"
Bu sözleri duyunca çok sarsıldım. Çok etkilemiştir bu olay beni. Günlerce aç kalmış, ağır yaralı bir Mehmetçiğin bu vatan sevgisi neyle ölçülebilir? Adam, ölüm halinde, "firari olmayayım" diye endişeleniyor. Ne demektir bu?
'Yoksulluk ve açlık yürekleri çökertir, ruhları köreltir, insanları acı çekmeye, köle olarak yaşamaya alıştırır: Öylesine ezer ki onları, boyunduruklarını sarsmaya güçleri kalmaz.'
en iyilerimizin sonu genellikle kendi ellerinden olur
sırf uzaklaşmak için,
ve geride kalanlar
birinin onlardan
uzaklaşmayı neden isteyebileceğini
bir türlü tam olarak anlayamazlar.
Aynı kadınla iki kez
evlenerek hayatımı mahvettim'demiş
William Saroyan.
Hayatlarımızı mahvedecek bir şeyler
her zaman vardır,
William,
neyin veya kimin
bizi önce
bulduğuna
bakar,
mahvolmaya hep
hazırızdır.
Mahvolmuş hayatlar
olağandır
bilgeler için de
ahmaklar için de.
Sağ elini saçlarından geçirip yanağına dayardı. Kimsenin göremediği, iki ucunda yalnız kaldığımız o kıldan ince köprüyü kurardık. "Biliyor musun, beni yokluğun eşiğinden sen çevirdin. Birbirimiz için varız biz." derdim. Kendimi ona gerekli yapmaya uğraşıyordum belki. Dünyada ötekilerin de oluşunu bağışlıyordum. Vapuru yapan işçiler, yüzdürenler, onu iskeleye bağlayan kırmızı burunlu adam, ekmeğimizi pişiren fırıncı, ağabeyim, herkes biz olalım diye vardılar.