Gömülmeyen tohum yeşermez, çiçek açmak için önce gömülmek gerekir.
Arkadaşlık ağaca benzer kurudu mu yeşermez artık.
Reklam
Ama arkadaşlık ağaca benzer, kurudumu, yeşermez artık.
Onu halkın dilinde ara En anlamlı yerinde bir söylencenin Bir ipucu: Sevgisiz toprakta yeşermez Bir silahın kabzasına Kazınsa da kimi, Doğası gereği silahı sevmez.
Sayfa 135 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Sel gitti Suzan, kum kaldı, çöl kumu, üstünde tek yaprak yeşermez...
Allah'tan gelecek rahmeti, Rasulden gelecek nuru, evliyalardan yetişecek himmet ve feyzi kesecek olan yegane sebep kibir ve gururdur. Zira gökten yağan yağmur ancak düz ve yumuşak olan toprak üzerinde durur. Sarp dağlarda, sert kayalarda durmaz. İşte bunun gibi Allah'ın rahmeti de kibirli ve gururlanmış kalplerin üzerinde yeşermez. Yağmurun yumuşak topraklarda yerleştiği gibi Allah'ın rahmeti de alçak gönüllü kalplerin içerisinde yerleşir.
Reklam
"Kim bilir kaç kez bir daha uyanmamayı dileyerek, hatta bunu umut ederek yatağıma yatmışımdır. Durum böyleyken sabah gözlerimi açıp da güneşi gördüğümde üzülüyorum. Ne olurdu deli huysuz bir adam olsaydım da suçu havaya, insanlara ya da düzgün gitmeyen işlere atsaydım. O zaman belki bu dert, bu sıkıntı böyle tüm ağırlığıyla üzerine yüklenmezdi. Suçun yalnızca bende olduğunu anlıyorum. Suç diyorum ama niye suç olsun ki? Bugün benim içimde azap kaynağı olan duyguların yerinde, bir zamanlar heyecanlı bir güvenin mayası yok muydu? Bir zamanlar bitmeyen bir coşkuyla sevgi yolunda koşarak attığım her adımda kendime yeni bir cennet yaratan ve sevgisiyle dünyaları kucaklayacak bir kalp taşıyan ben değil miydim? Peki, o kalbe bugün ne oldu? O kalp artık öldü! Onda artık hiçbir sevinc yeşermez. Gözyaşlarım kurudu, rahatlatıcı gözyaşlarının artık dindiremediği tatlı çarpıntılarım durdu ve kederlerin alnımda derin kırışıklıklar oluşturdu. Bilsen ne kadar acı çekiyorum! Çünkü bana hayat tadını veren, bana çevremde başka dünyalar gösteren o duygu yitti, silindi."
Bu gece beş mayısı altı mayısa bağlayan gecedir. Bu gece denizlerin ermişi İlyasla karaların ermişi Hızır buluşacaklar. Dünya kurulduğundan bu yana bu iki ermiş her yıl, yılın bu gecesinde buluşurlar. Eğer bir yıl buluşmayacak olsalar, denizler deniz, topraklar toprak olmaktan çıkar. Denizler dalgalanmaz, ışıklanmaz, balıklanmaz, renklenmez kururlar. Topraklar çiçeklenme, kuşlar, arılar uçmaz, ekinler yeşermez sular akmaz, yağmurlar yağmaz, kadınlar, kısraklar, kurtlar, kuşlar, börtü böcek, tekmil yaratık doğurmaz. Eğer onlar buluşmazlarsa… Kıyametin habercileri Hızırla İlyas olacaktır.
Sayfa 13 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.