Riyanın altın çağını yaşadığı bu dünya artık bir çirkef çukurudur. Siz hâlâ bu dünyaya inanıyor musunuz?
Ey yeşil periler, ey ruhumuzun sonsuz gecelerinin eceleri. Söyleyin! Yolları ölümle birleşecek olan bu iki hayat başka türlü yaşanabilir miydi? Carpe diem! diyordu yeşil periler, elbette her şey sonsuzca başka türlü olabilirdi. Ama çok geç artık, anı yaşayın, zaman çünkü yalnızca ileriye akar.
Reklam
Hayat
Toplumun bünyesindeki aksaklıklar fertlerde de kendini gösteriyor, genel bir laçkalığa yeşil ışık yakıyor.
Rüya, bütün çektiğimiz. Rüya kahrım, rüya zindan. Nasıl da yılları buldu, Bir mısra boyu maceram... Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik, İki yitik hasret, İki parça can. Çatladı yüreği çakmaktaşının, Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde Çağlardır boğulmuş bir su... Ağıyor yeşil.
“Hayatımın baraj sorusu: Kemik kırığı mı daha çok acı verir, onur kırığı mı? Cevap: Kaçıncı kez kırıldığına bağlı. Kemik kırığı ile duyulan acı birbiriyle doğru orantılıdır. Kırığın şiddeti arttıkça acının şiddeti de artar. Onur kırığı ile duyulan acı ise ters orantılıdır. Darbe sayısı arttıkça hissedilen acı azalır, hassasiyet tabakası kalınlaşır. Onur dumur olur.”
Sayfa 195Kitabı okudu
Şimdiye dek Kont'u yemek yerken ya da bir şey içerken görmemiş olmam tuhaf. Alışılmışın dışında biri olmalı! Kahvaltıdan sonra şatoda ufak bir keşfe çıktım. Merdivenleri tırmandım ve güneye bakan bir oda buldum. Manzara nefisti ve durduğum yerden onu görmek için her türlü fırsat sunuluyordu. Şato, korkunç bir uçurumun eşiğindeydi. Pencereden düşen bir taş, hiçbir şeye değmeden üç yüz metre düşebilir! Karşıda göz alabildiğine, yeşil ağaç tepelerinden bir deniz uzanıyordu; ara ara uçurumun olduğu yerlerde derin yarıklar vardı. Aralarda, nehrin ormandaki derin geçitlerde kıvrıldığı gümüşi çizgiler uzanıyordu. Fakat güzelliği betimleyecek ruh hali içinde değilim, çünkü manzarayı izleyince biraz daha keşif yaptım; kapılar, kapılar, her yerde kapılar ve tümü kilitli ve sürgülü. Şato duvarlarında, pencereler dışında uygun bir çıkış yok. Şato tam bir hapishane ve ben de bir tutsağım! .
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.