"Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden, ölümle gerçek birbirlerine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için, ölüm gibidir. Ben bir insanı öldürdüğüm zaman, onu bıçakla değil, gerçekle öldürdüm."
Kitabı çok üzülerek ve severek okudum. Toplumun dışına itilmiş, hor görülmüş, ayıplanmış, hiçbir yere ait olamamış hayatların perde arkasının tek bir nedene bağlı olmadığını; tüm sorumluluğun hayat sahibinin sırtına yüklenmemesi gerektiğini ve bu yaşamların nasıl trajik olabileceğini bir kez daha görmüş oldum. Her trajedi tek yönlü ve standart
"Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar..."