YETER... YETER...YETER...

Sokrates:Açlık hoş mu,yoksa acı bir şey mi diyordun?Yalnız açlıktan bahsediyorum.
Kallikles:Acı bir şey olduğunu,fakat acıkınca yemek yemenin de hoş olduğunu söyledim.
Sokrates:Anladım.Fakat açlık acı mıdır değil midir?
Kallikles:Acıdır.
Sokrates:Susamak da öyle değil mi?
Kallikles:Hem de çok
Sokrates: Daha sorayım mı yoksa her ihtiyaç ve isteğin acı olduğunu kabul ediyormusun?
Kallikles:Yetişir,sorma artık;kabul ediyorum.
Sokrates:Ama susayınca içmek sence hoş değil midir?
Kallikles:Evet
Sokrates:Ama sözlerindeki "susayınca"lafının "acı duyunca"demek olduğu açık değil mi?
Kallikles:Evet
Sokrates:Fakat içmek bir ihtiyacı doyurmak ve bir zevk değil midir?
Kallikles: Evet
Sokrates: Öyleyse içerken zevk duyulur diyorsun?
Kallikles: Evet
Sokrates:Yeter ki susamış olunsun?
Kallikles:Evet
Sokrates:Yani acı duyulsun?
Kallikles:Evet
Sokrates:Şimdi bundan ne çıktığını görüyormusun?Susayınca su içerken hem zevk,hem de acı duyulur diyorsun.Bu istersen ruhta,istersen vücutta,bence bunun önemi yok,aynı yerde ve aynı zamanda olmuyor mu?Doğru değil mi?
Kallikles:Doğru
Sokrates:Halbuki aynı zamanda esen ve bedbaht olunamayacağını söylemedin mi?
Kallikles:Doğru söyledim.
Sokrates:Bir yandan da aynı zamanda acı duyarken zevk de alınabileceğini söylüyorsun.
Kallikles: Doğru
Sokrates:Öyleyse zevk ve esenlik,acı da bedbahtlık değil,hoş da iyiden ayrı bir şey.
Kallikles:Bu incelikleri sezemiyorum,Sokrates.
Sokrates:Pek iyi seziyorsun ama bilmez gibi görünüyorsun Kallikles.Biraz daha ileri gidelim.
Kallikles: Daha ne saçmalar söyleyeceksin?..

Dört tane gerçek dost edin, tabutunu taşısın yeter… ...

Eğer izin verirsen önce gözlerine dokunmak, sonra da yüreğine misafir olmak istiyorum.

“Hevesin olsun yeter.İnsan her şeyi öğrenebilir.”